BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın brifinginde, İdlib, Halep, Sarmin ve Atarib'de devam eden çatışmalar nedeniyle yüz binlerce kişinin yerinden edildiğine dikkati çekti.
Evlerini terketmek zorunda kalanların yüzde 80'den fazlasını kadınların ve çocukların oluşturduğunu belirten Dujarric, ''Aralık ayının başından beri 830 binden fazla kişi, son 3 günde ise 143 bin kişi çatışmalar nedeniyle yerinden edildi." dedi.
Stephane Dujarric, İdlib ve Halep'te salı gününden beri 72 hastane ve sağlık merkezinin faaliyetlerini askıya aldığını da belirtti.
İdlib'de iç savaşın başından beri en büyük insani felaketlerden biri yaşanıyor
BM Güvenlik Konseyi üyesi 4 Avrupa Birliği ülkesi Belçika, Estonya, Fransa ve Almanya ile konseyin eski üyelerinden Polonya tarafından yapılan ortak açıklamada ise İdlib'de, Suriye'de iç savaş başladığından bu yana "insan kaynaklı en büyük felaketlerden birinin yaşandığı" aktarıldı.
Milyonlarca kişinin kentte sıkışıp kaldığı, sert kış koşullarında temel barınma, gıda ve su ihtiyaçlarını karşılayamadığına dikkatin çekildiği açıklamada, özellikle Suriye rejimi ve destekçilerinin sivilleri ve hastaneleri hedef alan sadırılarına derhal son vermesi çağrısı yapıldı.
1700'den fazla kişi hayatını kaybetti
Açıklamada, geçen sene nisan ayından beri 1700'den fazla sivilinin çatışmalar nedeniyle hayatını kaybettiği kaydedildi.
Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib, neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğinde bulunuyor.
İç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib'in merkezi, 2015'te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin de başında geliyor.
Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu. Ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilanıyla durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden 3'ünü Rusya'nın hava desteği sayesinde ele geçirdi ve İdlib'e yoğunlaştı.
Rejim güçlerinin Eylül 2018'de askeri yığınağına hız vermesi üzerine Türkiye ve Rusya, 17 Eylül 2018'de ateşkesi güçlendirmek için Soçi'de ek mutabakata vardı. Saldırılarına kısa bir süre ara verdikten sonra yeniden başlayan rejim güçleri, Mayıs 2019'da bölgeyi tümüyle ele geçirmek için kara operasyonu düzenledi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 10 Mayıs 2019'da yaptığı açıklamada, rejim unsurlarının İdlib'in güneyine yönelik artan saldırı ve tacizlerinin 6 Mayıs'tan itibaren kara harekatına dönüştüğüne dikkati çekmişti.
Rejim ve destekçileri bu tarihten itibaren Kefrenbude, Han Şeyhun, Maraatinüman, Serakib gibi büyük ilçelerin yanı sıra İdlib'in güneyi ve güneydoğusu, Hama'nın kuzey ve doğu kırsalı ile Halep'in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi yoğun topçu ve hava saldırılarıyla ele geçirdi.
Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib'e saldırılarında 1800'den fazla sivil can verdi. Ocak 2019'dan bu yana Suriye-Türkiye sınırı yakınlarına göç edenlerin sayısı ise 1 milyon 794 bine ulaştı.