Türk, İsrail'in Gazze'deki sivil altyapıyı ve yerleşim yerlerini yaygın bir şekilde tahrip etmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nde İsrail-Gazze sınırına bir kilometre mesafedeki tüm binaları yıktığının ve bir "tampon bölge" oluşturmak amacıyla bölgeyi temizlediğinin bildirildiğini aktaran Türk, İsrail yetkililerine, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin 53. Maddesi'nin "işgalci güç tarafından özel kişilere ait mülkiyetlerin askeri operasyonların bu tür imhayı gerekli kıldığı durumlar dışında" imha edilmesini yasakladığını anımsattı.
Türk, genel güvenlik amacıyla tampon bölge oluşturmak için yapılan yıkımların, uluslararası insancıl hukukta yer alan "sınırlı askeri operasyonlar" istisnasıyla uyumlu görünmediğine işaret ederek, "Ayrıca, askeri gereklilikle haklı gösterilmeyen, hukuka aykırı ve sebepsizce gerçekleştirilen geniş kapsamlı mülk imhası, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin ciddi ihlali ve bir savaş suçu anlamına geliyor." ifadesini kullandı.
Ekim 2023'ün sonlarından bu yana çatışma bölgelerindeki konutlar, okullar ve üniversiteler de dahil sivil ve diğer altyapıların İsrail ordusunca geniş çapta tahrip edildiğini ve yıkıldığını kayıtlara geçirdiklerini vurgulayan Türk, bu tür yıkımların Gazze'nin kuzeyi ve ortasında, son haftalarda ise güneydeki Han Yunus'ta yaşandığının altını çizdi.
Türk, "İsrail, sivil altyapının bu kadar kapsamlı şekilde tahrip edilmesi için ikna edici nedenler sunmadı." değerlendirmesinde bulundu.
Evlerin ve diğer temel sivil altyapıların bu şekilde tahrip edilmesinin, düşmanlıkların artmasının yanı sıra bu bölgelerde yaşayan toplulukların yerinden edilmesine neden olduğunu ve bu bölgelere geri dönüşleri hedef aldığını belirten Türk, sivillerin zorla yerinden edilmesinin de savaş suçu teşkil edebileceğini İsrailli yetkililere hatırlattı.