IPCC'nin "İklim Değişikliği 2022: Etkileri, Uyum ve Kırılganlık" başlıklı raporu yayımlandı.
Buna göre, iklim değişikliğine uyum alanındaki yatırımlar ve gelişmeler artan riskleri önlemeye yeterli değil. Atılan ve ihtiyaç duyulan adımlar arasındaki boşluk giderek açılıyor ve bu boşluk özellikle düşük gelirli toplumlarda daha fazla hissediliyor.
Bu kapsamda, bozulmuş ekosistemleri adil ve etkin bir şekilde iyileştirmek için iklim uyum yatırımlarının hızlandırılması gerekiyor.
Küresel sıcaklık artışının gelecek 20 yılda 1,5 dereceyi bulmasıyla, dünya birçok kaçınılmaz iklim tehlikesiyle karşı karşıya ve 1,5 derece limitinin kısa süreli aşılması bile geri dönülemez sonuçlar ortaya çıkarma riski taşıyor. Dünya nüfusunun yarısının yaşadığı şehirler iklim değişikliğinin etkileri ve risklerine karşı sıcak noktalar olarak öne çıkıyor.
Rapora göre, milyarlarca insan iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine karşı tehlikede altında bulunuyor.
İklim değişikliği küresel bir sorun olmasına rağmen yerel çözümlerin oluşturulması ve bölge halklarının entegre edilmesi gerekirken, iklim değişikliğine karşı tam anlamıyla harekete geçilmesi için zaman kalmadığı belirtiliyor.
"Fosil yakıtlar 1,5 derece hedefini başarma şansını yok edecek"
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Şu an, insanlığın yarısı tehlikeli bölgede yaşıyor. Küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmamız hayati önem taşıyor. Bilim bize bunu başarmamız için emisyonları 2030'a kadar yüzde 45 azaltmamız ve 2050'ye kadar sıfır seviyesine çekmemiz gerektiğini söylüyor fakat mevcut taahhütler çerçevesinde küresel emisyonlar 10 yıl içinde yüzde 14 artacak. Bu nedenle, emisyonlara neden olan fosil yakıtlardan çıkış kritik önemde" sözlerini kullandı.
Fosil yakıtların, 1,5 derece hedefini başarma şansını yok edeceğini kaydeden Guterres, "Ayrıca, iklim finansmanının yüzde 50'sinin de iklim uyumu yatırımlarına aktarılması gerekiyor. Ertelemek ölüm demek. Bu yüzden, hayatları kurtarmak için özellikle az gelişmiş ülkelerin bu finansmana erişimindeki engellerin kaldırılmasını sağlamalıyız" değerlendirmesinde bulundu.