BM Gıda Hakkı Özel Raportörü Michael Fakhri, BM'nin Güvenli İçme Suyu ve Sanitasyona İlişkin İnsan Haklarıyla İlgili Özel Raportörü Pedro Arrojo-Agudo ve BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal basın toplantısı düzenledi.
Fakhri, açlığa yol açmanın savaş hukukunun ihlali olduğunu belirterek bunun tek bir gecede gelişmediğini dile getirdi.
Bunun nasıl olduğunu anlamak için siyasal ekonomi, sistematik insan hakları ihlalleri, gıda sistemi, toprağa el koyma ve işgal gibi unsurların incelenmesi gerektiğini kaydeden Fakhri, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) iki İsrailli lider için tutuklama talep etmesinin bir nedeninin de açlığa yol açmaları olduğunu söyledi.
Fakhri, "İsrail bu kadar hızlı bir şekilde Gazze'de 2,3 milyon Filistinliyi nasıl aç bıraktı?" diyerek modern tarihte bu kadar hızlı bir şekilde açlığın ortaya çıktığının daha önce görülmediğini dile getirdi.
Açlığın 7 Ekim 2023'ten sonra başlamadığını, 6 Ekim'de Gazze halkının yüzde 80'inin gıda güvencesizliğiyle mücadele ettiğini ve insani yardıma muhtaç olduğunu belirten Fakhri, Aralık 2023'te ise tüm Gazze halkının açlık noktasına geldiğini ifade etti.
Fakhri, kıtlık alanında çalışmalar yürüten dünyanın en önde gelen uzmanlarıyla konuyu istişare ettiğini söyleyerek onların da daha önce buna benzer bir durumla karşılamadıklarını söylediklerini, durumun Gazze'ye has olduğunu belirttiklerini aktardı.
"Bu, Gazze'de bir savaş değil. Bu, İsrail'in Filistin halkına yönelik bir saldırısı." diyen Fakhri, esasen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 2023 BM Genel Kurulu'nda ilhak planını açıkladığını, bugün de bunun gerçekleştiğini söyledi.
Fakhri, "Bu plan, Filistin topraklarını tamamen ilhak etmek için insanları yerinden etmek için açlığı kullanmayı, öldürmeyi, yok etmeyi ve topraklarına el koymayı hedefliyor. Şimdi de ilhak planının Lübnan'a doğru uzandığını görüyoruz." dedi.
BM Özel Raportörlerinin İsrail'in açlık kullanarak soykırım yaptığı iddialarını yalanlamadığına dikkati çeken Fakhri, aynı şekilde aksi yönde bir iddia ortaya koymadıklarına da işaret etti.
Fakhri, İsrail'in insani yardım tedariki konusunda da söylediklerinin tüm insani yardım örgütleriyle çeliştiğini belirterek ulaşan yardımların da İsrail güçleri tarafından hedef alındığının altını çizdi.
İsrail'in birçok kez açlığa yol açma planını dile getirdiğini ve uyguladığını kaydeden Fakrhi, bunu sadece insani yardımın girişini engelleyerek değil, gıda sistemini de yok ederek yaptıklarını ifade etti.
Fakhri, İsrail'in aynı zamanda tarım alanlarına da el koyduğunu, böylelikle Filistinlilerin karınlarını doyurmalarını engellediğini vurgulayarak "Tüm bu nedenlerden ötürü soykırım diyoruz. İsrail geleceği düşünmeyi de imkansız kılıyor." vurgusunda bulundu.
BM Özel Raportörü Arrojo-Agudo da "İsrail suyu sessiz bir silah, sessiz bir bomba olarak kullanıyor." dedi.
Bu durumun özellikle çocuklar üzerinde büyük etkisi olduğunu kaydeden Arrojo-Agudo, bu şekilde uluslararası yasaların çiğnenmesinin BM ve demokratik bir geleceği tehdit ettiğini söyledi.
Arrojo-Agudo, suyun hayatı yok etmek için kilit bir unsur olduğunu belirterek bunun işgal altındaki Batı Şeria'da da bir strateji olarak kullanıldığını ifade etti.
Bunu sadece bir savaş stratejisi olarak değerlendirmenin mümkün olmadığının altını çizen Arrojo-Agudo, "Bu, bir soykırım." diye konuştu.
BM Özel Raportörü Rajagopal de İsrail'in Gazze'deki yıkımının daha önce modern ihtilafların hiçbirinde görülmemiş düzeyde olduğunu dile getirdi.
Kendisinin 30 yıldır bu alanda çalışmalar yürüttüğünü aktaran Rajagopal, hiçbir ihtilafın Gazze'deki yıkımla karşılaştırılamayacağını kaydetti.
Rajagopal, özellikle kuzeyi olmak üzere Gazze'nin bazı bölgelerinde yıkımın yüzde 100 boyutuna ulaştığına işaret ederek diğer yerlerde ise yüzde 70 düzeyinde yıkım gerçekleştiğini söyledi.
BM Özel Raportörü, "İnsan sormadan edemiyor, bu boyutta yıkımın hedefi ne olabilir?" sorusunu yöneltti.
BM Kalkınma Programının (UNDP) bir raporuna göre, Gazze'de 39 milyon ton atık biriktiğine işaret eden Rajagopal, Gazze'nin yeniden inşasının ise yaklaşık 80 yıl süreceğini dile getirdi.