BM raportörleri, Filistin'in tanınmasına ilişkin ortak yazılı açıklama yaptı.
"Tüm ülkelerin, 146 BM üyesi ülkenin örneğini takip etmesi, Filistin devletini tanıması ve Gazze'de derhal ateşkes sağlamak için ellerindeki tüm siyasi ve diplomatik kaynakları kullanması gerekiyor." ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, bu tanınmanın, Filistin halkının haklarının, onların özgürlük ile bağımsızlığa yönelik mücadelelerinin ve çektikleri acılarının kabulü olduğu belirtildi.
Filistin'in var olma ve güvenlik içinde bir halk olarak özgürce gelişme yeteneği dahil kendi kaderini belirleme hakkına sahip olduğu vurgulanan açıklamada, "Bu, Gazze'de derhal ateşkes ilan edilmesi ve Refah'a daha fazla askeri saldırı yapılmaması ile başlayarak Filistin ve tüm Orta Doğu'da kalıcı barışın bir ön koşuludur." değerlendirmesinde bulunuldu.
İşgal altındaki Filistin topraklarının son olarak Norveç, İrlanda ve İspanya tarafından devlet olarak tanınmasının memnuniyetle karşılandığına dikkati çekilen açıklamada, 28 Mayıs itibarıyla Filistin'in, BM üyesi ülkelerin büyük çoğunluğu tarafından tanındığı belirtildi.
Açıklamada, "İki devletli çözüm hem Filistin hem de İsrail için barış ve güvenliğe giden uluslararası düzeyde kabul edilen tek yol olmaya devam ediyor. Bu, kuşaklar boyu süren şiddet ve kin döngülerinden bir çıkış yolu olmayı sürdürüyor" ifadeleri kullanıldı.
BM özel raportörleri, "İnsan Hakları Konseyinin özel mekanizmaları" diye tanınan sürecin parçası olarak biliniyor.
BM İnsan Hakları sistemindeki bağımsız özel mekanizmalar, Konseyin belirli bir ülkenin durumunu veya dünyanın herhangi bir yerindeki tematik sorunları ele alan bağımsız bilgi toplama ve izleme mekanizmaları olarak öne çıkıyor.
Kurumun bünyesinde bulunmayan özel mekanizmaların uzmanları, gönüllülük esasına göre ve bağımsız şekilde çalışmalarını yürütüyor.