BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Haq, günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevapladı.
Haq, Mescid-i Aksa'ya yapılan baskınla ilgili soru üzerine, "Kutsal mekanlarla ilgili statükoyu değiştirmeye yönelik her türlü çabaya karşıyız." dedi.
"Kudüs'teki diğer kutsal mekanlar gibi Mescid-i Aksa da kendi haline bırakılmalı ve mekanlar için mevcut dini otoriteler tarafından kontrol edilmelidir." diyen Haq, bu tür davranışların "işi kolaylaştırmadığı" ve "aşırı derecede kışkırtıcı" olduğunu belirtti.
Filistin topraklarını gasbeden İsrailli gruplar, Yahudilerin dini bayramı Tisha B'Av nedeniyle Aksa'ya geniş çaplı baskın düzenleme çağrısında bulunmuştu. İsrail polisi korumasındaki yaklaşık 1600 işgalci fanatik Yahudi, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa'nın avlusuna girdi.
Sabah saatlerinden itibaren Ulusal Güvenlik Bakanı aşırı sağcı Itamar Ben-Gvir ve İsrail Necef ve Celile Kalkınma Bakanı Yitzhak Wasserlauf'un yanı sıra fanatik Yahudiler, işgalci İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinden yapılan açıklamada, Filistin topraklarını gasbeden binlerce İsraillinin gün içinde büyük gruplar halinde ve İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediği belirtilmişti.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), ağustos ayının başından bu yana Gazze'ye gönderilen yardımların yaklaşık üçte birinin soykırımcı İsrail tarafından engellendiğini duyurdu.
BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, "OCHA, erişim kısıtlamalarının Gazze Şeridi'ndeki yüzbinlerce savunmasız insana hayat kurtarıcı insani yardım ulaştırılmasını ciddi şekilde engellemeye devam ettiğini söylüyor." dedi.
"Toplamda ağustos ayının başından bu yana Gazze'deki yardım misyonlarının yaklaşık üçte biri İsrailli yetkililer tarafından engellendi." diyen Haq, bu kısıtlamaların kümülatif etkisinin "ölüm, acı, açlık ve susuzlukla" karşı karşıya kalan insanlar arasında devam eden bir "yoksunluk ve sıkıntı döngüsünü devam ettirdiğini" dile getirdi.
Farhan Haq, 1-11 Ağustos tarihlerinde Gazze'nin kuzeyine gönderilen 85 insani yardım misyonundan yalnızca 34'üne İsrailli yetkililerce izin verildiğini, geri kalanının "güvenlik, lojistik veya operasyonel nedenlerle reddedildiği, engellendiği veya iptal edildiğini" aktardı.
Durumun Gazze'nin güneyinde de farklı olmadığını söyleyen Haq, burada da 122 yardım misyonundan sadece 63'ünün ihtiyaç sahibi Filistinlilere ulaştırılabildiğini kaydetti.
Sözcü Yardımcısı, bir İsrail gazetesinin, "İsrail ordusunun Gazze'deki askeri operasyonlarında Filistinli sivilleri insan kalkanı olarak kullandığı" yönündeki iddialarıyla ilgili ise henüz bilgileri olmadığını söyledi.