Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansour, New York'taki BM binasında beraberindeki Daimi Temsilcilerle birlikte Arap Grubu adına açıklama yaptı.
Ürdün'ün çağrısı ile gerçekleşen bu basın toplantısına destek veren tüm Arap ve Müslüman topluluklarına teşekkür eden Mansour, "Bu uluslararası topluluğun bize verdiği destek, bizim İsrail’in ve yerleşimcilerin Kudüs’teki insanlarımıza yönelik barbarca eylemlerine karşı yaptığımız güçlü kınamayı vurgular. Halkımızın Mescidi Aksa'da ibadet edebilmesi, onların somut hakkıdır. Mescid-i Aksa’da ne kadar süreyle ibadet edeceklerine karar vermek de onların en doğal hakkıdır. Özellikle de bu mübarek ramazan ayında" dedi.
Mansour, "İşgal güçleri, yerleşimciler ve aşırıcıların bu düşmanca eylemleri ile Mescid-i Aksa’da ibadet saatlerine ve mekanlarına sınırlama getirmeye çalışmasına izin vermeyen Kudüs halkımızın direnişini selamlıyoruz. Onlara destek vermek bizim görevimiz. Başta BM Güvenlik Konseyi (BMGK) olmak üzere tüm uluslararası kamuoyuna bu konuda üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çağırıyoruz" diye konuştu.
Filistin ve Ürdün’ün talebi ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) de desteği ile yarın BMGK'de kapalı bir oturum düzenlenerek gelişmelerin ele alınacağını bildiren Mansour, "Bizim için Mescidi Aksa kırmızı çizgidir. Mescid-i Aksa’nın 144 dönümlük alanı Filistinli Müslümanların ibadetine tahsis edilmiş ve bu bizim mutlak ve tartışılmaz hakkımızdır. Bu konuda başka hiçbir tarafın da bize ortak çıkmaya hakkı yoktur" ifadesini kullandı.
Mansour, Mescid-i Aksa'nın her zaman ziyaretçilere ve turistlere açık olduğunu ancak ibadet hakkının yalnızca Müslümanlara ait olduğunu belirtti.
BM Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland'ın konuya ilişkin yazılı açıklamasının yeterli olmadığını işaret eden Mansour, Filistin halkının hiçbir açıklama yapmadan kutsal ay ramazanda kutsal mekanda ibadet etme hakkı bulunduğunun altını çizdi. Bununla ilgili açıklamalara başka hususların dahil edilmesinin İsrailli güvenlik güçlerinin "dehşet verici şiddetini" hafifletici etki gösterdiğini savunan Mansour, konunun çok hassas olduğuna dikkati çekti.
Mansour, İsrail-Filistin sorununa ilişkin BM Güvenlik Konseyi ve Genel Kurulu kararlarının varlığının önemli olduğunu ancak uygulamalarının daha büyük önem taşıdığını belirterek "Bu kararlar uygulanana kadar BM kurumlarının kapılarını çalmaya devam edeceğiz. İşgal gücü olarak İsrail'in bu kararları uygulama yükümlülüğü bulunuyor" vurgusunda bulundu.
BMGK'deki bazı üyeler sayesinde İsrail'in bu yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınabildiğini işaret eden Mansour, Konseyin birlik halinde hareket etmesi gerektiğini söyledi.
İsrail güçleri, Mescid-i Aksa'daki cemaate düzenlediği baskın
İsrail güçlerinin, gece Mescid-i Aksa'da ibadet edenlere karşı şiddet kullanarak müdahale etmesi, işgal altındaki Doğu Kudüs ve bölgede tansiyonu yükseltmişti.
Fanatik Yahudi yerleşimcilerin Yahudilerce kutsal "Pesah Bayramı" nedeniyle Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleme ve burada kurban kesme çağrıları üzerine teravih namazının ardından bir grup Filistinli, Aksa'daki Kıble Mescidi'ne sığınmıştı.
İsrail güçlerinin Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskın sırasında, Kıble Mescidi'ndeki Filistinlilere şiddet kullanarak müdahale ettiği ve buradakileri darp ettiği görüntüler, tepkiye yol açmıştı.
Baskında, Kıble Mescidi'ne sığınan 450 kişi gözaltına alınmıştı.