ABD ziyaretinin ardından yazılı açıklama yapan Birleşmiş Milletler (BM) Azınlık İşleri Özel Raportörü Fernand de Varennes, ABD'de son zamanlarda siyahilere yönelik polis şiddeti ve Latin kökenli vatandaşlara yönelik artan ayrımcılığa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
De Varennes, ABD'deki azınlık hukukunun son 60 yıldır yapılan değişikliklerle güncellenmeye çalışıldığını hatırlatarak "ABD, söz konusu insan hakları ve azınlıklar olduğunda çelişkilerle dolu bir devlettir." açıklamasını yaptı.
"Yasal eksiklikler azınlıklara yönelik nefret suçlarının artışına imkan tanıyor"
Özellikle son yıllarda sosyal medya ortamında yayılan nefret söylemlerinin ülkedeki insan hakları alanındaki eksiklikleri ortaya koyduğunu kaydeden De Varennes açıklamalarına şöyle devam etti:
"İnsan haklarının korunmasına dair yasal eksiklikler, başta azınlıklar olmak üzere milyonlarca Amerikalının eşitsizlik, ayrımcılık ve tecrit gibi muamelelere tabi tutulmasına ve bu azınlıklara yönelik nefret suçlarının artışına imkan tanımaktadır."
"Siyahiler ülkede en çok dışlanan azınlık"
De Varennes, son yıllarda polis şiddeti sonucu hayatını kaybeden George Floyd ve Breonna Taylor ile ırkçı saldırı sonucu öldürülen Ahmed Arbery'ye atıf yaparak şunları söyledi:
"Siyahiler ülkede en çok dışlanan azınlık olmakla birlikte nefret suçları ve söylemlerinin hedefi olmaya en müsait insanlardır."
ABD'de azınlıkların korunması ve eşit muamele görmesi için azınlık kanunlarının ciddi bir reformdan geçirilmesi gerektiğini savunan De Varennes, "Yeni bir Amerika'nın inşası, bütün Amerikalıları kapsayan yeni bir sözleşme gerektirmektedir. Bu sözleşme en çok, şimdiye kadar ayrımcılığa tabi tutulan yerli halk, Afro-Amerikan, Latin ve diğer azınlıklar için lazımdır." değerlendirmesini yaptı.