BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNCHR), Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ortak olarak yaptıkları açıklamada, Bengal Körfezi ve Andaman Denizi'ndeki göçmen ve mülteci hareketliliğine dikkat çekildi.
Açıklamada, 2015'te Bengal Körfezi'nde yaşanan trajedi anımsatılarak, "Savunmasız kadın, erkek ve çocuklarla dolu teknelerin aynı sularda başı boş bir şekilde sürüklendiği, kıyıya ulaşamadığı ve acil olarak ihtiyaç duydukları yiyecek, su ve tıbbi yardıma erişemediklerine dair raporlardan derin endişe duyuyoruz" ifadelerine yer verildi.
Sorunla ilgili kolay bir çözümün olmadığı dile getirilen açıklamada, bölge ülkeleri insan yaşamına karşı sert yaklaşımları sebebiyle eleştirildi.
Bölgedeki ülkelere araştırma ve kurtarma faaliyetlerini genişletmeleri, göçmen ve mülteciler için güvenli ve insani koşulları sağlama çağrısında bulunuldu.
Hayat kurtarmanın öncelikli olması gerektiği kaydedilen açıklamada, bu yapılmadığı takdirde aralarında Arakanlı Müslümanların da bulunduğu binlerce insan ticareti veya kaçakçılık mağdurunun yaşamının tekliye girebileceği vurgulandı.
Açıklamada, zulümden kaçmak veya daha iyi bir yaşam aramak üzere Bengal Körfezi'nde ölümcül deniz yolculuklarına çıkan ve içlerinde Arakanlı Müslümanların da bulunduğu göçmen ile mültecileri korumak için çaba sarfedilmesi çağrısında bulunuldu.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
Myanmar'ın Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.
Birleşmiş Milletlere (BM) göre, Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 900 bine ulaştı.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.