Avrupa'da, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilen Srebrenitsa soykırımının 21. yıl dönümü kapsamında, savaşta Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki askerlerin üs olarak kullandığı Potoçari'deki eski akümülatör fabrikasında anma töreni düzenlendi.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Bakir İzetbegovic, burada yaptığı konuşmada, bu acılı günde hislerini tarif edecek kelime bulmakta zorlandığını belirterek, "Bugün sahip olduğumuz devleti ve bu yeri canlarıyla elde eden annelere, eşlere ve çocuklara ne söyleyebiliriz? En sevdiklerini buraya defnedenlerin acısı ve çilesi o kadar büyük ki en iyisi sadece susmak." ifadelerini kullandı.
Bugün defnedilecek en küçük kurban Avdija (14) ve en yaşlı kurban Mustafa (77) için de dua ettiklerini kaydeden İzetbegovic, "Onlar sadece isimleri, dinleri ve etnik kökenleri nedeniyle öldürüldü. Daha binlercesi burada yatıyor. Daha bin tanesini de bulmaya çalışıyoruz." dedi.
İzetbegovic, tepelere, ormanlara ve çukurlara gömülen insanları aramaya devam ettiklerini belirterek, "Acaba adaletin sağlanması yolunda mıyız? Bosna Hersek'teki kurban yakınları için adaletin sağlanması için doğru yolda mıyız? Adaleti sağlamalıyız. Çünkü adalet olmadan barış da güvenin inşası da mümkün değil. Kurbanların gözleri, adalet sağlanırsa kapanacaktır, aksi takdirde açık kalacaktır." diye konuştu.
"Hakikat ve adalet, Boşnaklara da Sırplara da eşit miktarda gereklidir"
Srebrenitsa Belediye Başkanı Camil Durakovic de hala yaklaşık bin soykırım kurbanına ulaşılamadığına işaret ederek, toplu mezarların yerlerini bilen herkese, bu mezarların bulunması için yetkililere bilgi vermeleri çağrısında bulundu.
Bugün 127 kurbanın daha toprağa verileceğini kaydeden Durakovic, "Bugün defnedileceklerden birçoğu bugün baba ya da torunlarıyla mutlu dedeler olabilirdi." diye konuştu.
Durakovic, her yıl 11 Temmuz'da Potoçari'de defnedilen kurbanların kemiklerinde Sırp askerlerin çığlıklarının, silah seslerinin ve BM askerlerinin sessizliğinin yankılandığını vurgulayarak, "Hakikat ve adalet, Srebrenitsa'daki Boşnak ve Sırp çocuklar için sağlıklı geleceğe giden tek yoldur. Hakikat ve adalet, Boşnaklara da Sırplara da eşit miktarda gereklidir." dedi.
"Kızlarım, Sırpların kazanamadığının en büyük göstergesi"
Srebrenitsa soykırımında babasını kaybeden Nermina Muminovic ise sadece Boşnak oldukları için katledilen 127 kurbanının daha bugün toprağa verileceğini belirterek, kendisinin de 1995 yılında, çocuk yaşta ailesiyle evini terk etmek zorunda kalan kurban yakınlarınlarından sadece biri olduğunu kaydetti.
Babasının, Potoçari'deki BM üssüne sığınırken söylediği "Artık güvendeyiz" sözlerini hala hatırladığını aktaran Muminovic, "Bizi koruması gerekenler bizi korumadı, bize ihanet etti." dedi.
Babasını son kez diğer erkeklerle birlikte orman yolundan giderken gördüğünü aktaran Muminovic, "Onu bir daha göremedim. Babamı da diğer 8 bin Boşnak gibi, Sırp halkı ve Sırp Cumhuriyeti adına öldürdüler." diye konuştu.
ICTY, adaletin sağlanmasında önemli rol üstlendi
Lahey'deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) Başkanı Carmel Agius de bu anlamlı günde burada bulunmaktan onur duyduğunu belirterek, barış sürecinin temel taşının adalet olduğunu, adaletin sağlanmasında da mahkeme olarak kendilerinin önemli bir rol üstlendiğini anlattı.
Srebrenitsa'da Boşnaklara yönelik soykırımda öldürülen 127 kurban daha bugün öğle namazının ardından, Potoçari Anıt Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Bu yıl defnedilecek kurbanların en küçüğü öldürüldüğünde 14 yaşında olan Avdija Memic, en yaşlısı ise 77 yaşında olan Mustafa Hadzovic olacak.
Bu yılki törene Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katılıyor.
Srebrenitsa'da ne oldu?
Srebrenitsa'nın 11 Temmuz 1995'te Sırp birlikleri tarafından işgal edilmesinin ardından, BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplara teslim edildi.
Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, 8 binden fazla Boşnak erkeği ormanlık alanlarda, fabrikalarda ve depolarda katletti.
Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü. Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz'da Potoçari Anıt Mezarlığı'nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.