İngiltere ve Avrupa Birliği arasında kördüğüme dönen Brexit müzakelerinde ortak bir karara varılamıyor.
Avrupa Birliği Komisyonu dün sürpriz bir açıklama yaparak, üye 27 devletin büyükelçilerini toplantıya çağırdığını duyurmuş ancak toplantıya İngiltere Büyükelçisi çağrılmamıştı.
Toplantının ardından yapılan açıklamada, müzakerelerde ortak bir karara varılamadığı, görüşmelerin çarşamba günü devam edeceği duyuruldu.
Uzlaşma iddiası reddedildi
AB adına Brexit müzakerelerini yürüten Fransız diplomat Michel Barnier, "anlaşmaya varıldı" iddiaları üzerine sosyal medya sitesi Twitter'dan paylaştığı bir mesajda, "Çok yoğun çabalara rağmen kilit konular halen tartışma halinde, yine Kuzey İrlanda sınırı gündemde" diyerek uzlaşma iddialarını reddetti.
"Kuzey İrlanda, birlik savaşına döndü"
İngiltere ve Kuzey İrlanda Demokratik Birlik Partisi Milletvekili Nigel Dodds, Avrupa Birliği'nin "kibrinin" İngiltere'nin anlaşma olmadan çıkma ihtimalini güçlendirdiğini, Kuzey İrlanda konusunun ise birlik savaşına döndüğünü söyledi.
İngiltere'de Brexit üzerinden koltuk savaşı
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden resmi olarak ayrılacağı tarih olarak belirlenen Mayıs 2019 öncesinde, iktidardaki Muhafazakar Parti içinde Avrupa Birliği'nden çıkış anlaşması hakkındaki görüş ayrılıkları derinleşiyor.
Son olarak eski Dışişleri Bakanı Boris Johnson, Başbakan Theresa May'in Brexit planına karşı çıkarak "Süper Kanada" planını açıklamıştı. Johnson, May ile Brexit hakkında yaşadıkları görüş ayrılıkları nedeniyle kabineden ayrılmıştı. İki siyasetçi arasındaki bu görüş ayrılığı, parti liderliği için yapılan mücadeleye bir işaret olarak gösteriliyor.
Johnson'ın Süper Kanada teklifine göre:
- Tüm ithal ve ihraç ürünlere sıfır gümrük vergisi ve kotası uygulanacak.
- Her iki tarafın ürünlerinin birbirlerinin standartlarını karşıladığını güvence altına almak için düzenlemeler yapılacak.
- Tedarik zincirini işler durumda tutmak için teknolojik çözümler üretilecek.
- Ürünler kadar hizmetleri de güvence altına alan bir anlaşma yapılacak.
Brexit müzakerelerindeki en hassas konuların başında gelen Kuzey İrlanda ve İrlanda Cumhuriyeti fiziki sınırı konusunda ise, "ekstra prosedürlerin" sınırdan uzak bir yerde görülebileceği savunuldu.
May'in tartışmalı Brexit planında neler var?
- İngiltere tarım ürünleri de dahil olmak üzere AB ile kararlaştırılan ortak kurallara uyacak.
- AB ile İngiltere'nin kara sınırı olan Kuzey İrlanda-İrlanda sınırında ticaretin kesintisiz gerçekleşmesi sağlanacak.
- Parlamento, İngiltere'nin ticaret politikasına kendisi karar verecek, gerektiğinde AB kurallarının dışına çıkabilecek fakat bunun da sonuçları olabileceğini kabul edecek.
- İngiltere-AB anlaşmalarına dair ortak bir yargı çerçevesi oluşturulacak ve İngiltere'deki kararları İngiliz mahkemeleri, AB'deki kararları AB mahkemeleri verecek. Ortak kuralların uygulandığı konularda İngiliz mahkemeleri AB kanunlarına göre karar verecek.
- İngiltere, ülke sınırlarında kullanılacak ürünlerin ithalatında kendi gümrük vergilerini uygularken AB'ye gitmesi planlanan ürünleri AB'nin gümrük kurallarıyla ithal edecek.
- Böylece malların serbest dolaşımı sürerken, emeğin serbest dolaşımı sona erecek.
- AB vatandaşları İngiltere'de istedikleri gibi yaşayamayacak. Fakat AB ile İngiltere, iki taraftan insanların diğer tarafa turizm, eğitim veya çalışma amacıyla gitmesini kolaylaştırmak için bir çerçeve oluşturacak.
Avrupa Birliği, ortak pazarını zayıflatma riski taşıdığını söylediği bu plana karşı çıkıyor.
Brexit süreci
İngiltere, Haziran 2016'da yapılan referandumla yüzde 48'e karşı yüzde 52 oyla AB'den ayrılma kararı almış, 29 Mart 2017'de de Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini işleterek ayrılık sürecini resmen başlatmıştı.
Haziran 2017'de başlayan müzakerelerde taraflar, geçen yılın sonunda İngiltere'nin AB bütçesine taahhütlerinden kaynaklanan yüklü bir "ayrılık ücreti"nin ödenmesi ile vatandaş haklarının da aralarında yer aldığı bir dizi konuda ön anlaşmaya varmıştı.
Müzakerelerin sonunda bir anlaşmaya varılsa da varılmasa da İngiltere 29 Mart 2019'da AB'den resmen ayrılmış olacak.
İngiliz hükümeti son 3 aydır ülkenin AB ile herhangi bir anlaşmaya varılmadan Birlikten ayrılması seçeneğine yönelik hazırlıklarına hız verirken, uzmanlar bunun İngiliz ekonomisi üzerinde yıkıcı etkileri olacağı uyarısını yapıyor.
İngiltere'de Brexit sürecini durdurmaya yönelik faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları da var. Zaman zaman düzenledikleri yürüyüşlerle kamuoyu gündemine gelen bu gruplardan birine Macar asıllı ABD’li iş adamı George Soros da mali destek veriyor. Sivil toplum kuruluşlarının öncelikli hedefini, Brexit konusunda halka yeniden fikrinin sorulacağı ikinci bir referanduma gidilmesi oluşturuyor.
Kaynak: Reuters