Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı 2 Ekim 2018'de evlilik işlemleri için gittiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda vahşice katledildi.
Suudi Arabistan’dan gelen profesyonel bir ekip tarafından işlenen cinayeti dünyaya Türkiye duyurdu.
Önce cinayeti inkar eden Riyad yönetimi, Türkiye’nin ortaya koyduğu delillerle köşeye sıkıştı ve olaydan 18 gün sonra cinayeti itiraf etmek zorunda kaldı. Baskılar sonucu, Suudi Arabistan’da göstermelik dava süreci başladı.
Riyad yönetimi sorumluların Türkiye’de yargılanması çağrısını geri çevirdi; basına kapalı, şeffaflıktan uzak yargılama süreci başlattı.
3 Ocak 2019’da Suudi Arabistan’da sanıkların yargılanmasına başlandı.
BM, cinayete ilişkin hazırladığı raporda Riyad yönetimini Kaşıkçı’yı kasten öldürmekten sorumlu tuttu.
Suudi Arabistan’a mevcut yargılamaya son vermesi ve BM ile müşterek çalışma yürütmesi çağrısında bulunuldu.
Dava sürecinde dikkat çeken noktalardan birisi ise olayın asıl sorumlusu olduğu iddia edilen, Veliaht Prens Selman'a en yakın isimlerden Suud el Kahtani’nin yargılanmaması oldu.
Davada ilk karar 23 Aralık 2019’da çıktı.11 sanıktan 5’inin idamına karar verildi, cinayeti gizlemeye çalışmakla suçlanan 3 kişi ise toplamda 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı ancak karar temyize gitti.
Kaşıkçı ailesinin açıklaması
Ardından Kaşıkçı ailesinden davaya etki edecek önemli bir açıklama geldi. Aile, cinayeti işleyenleri affetti; böylece idam cezası alanların cezalarının hapse çevrilmesinin yolu açıldı.
Ailenin bu kararı baskı altında aldığı iddia edildi.
Tüm dünyanın tepkisini çeken nihai karar ise 7 Eylül’de açıklandı. 8 sanık cinayetten suçlu bulundu. Riyad Ceza Mahkemesi, sanıklardan 5'ine 20'şer, 1'ine 10, diğer 2'sine 7'şer yıl hapis cezası verdi. Ancak sanıkların isimleri yine açıklanmadı.