Fransa'nın Mali'de 3 Avrupalı (1 Fransız ve 2 İtalyan) ile 1 Mali vatandaşının serbest bırakılması karşılığında Nusret'ul İslam adlı terör örgütüne fidye ödediği iddiası Fransa ile Cezayir arasındaki gerilimi tırmandırdı.
Fransa ve Nusret'ul İslam örgütü arasındaki pazarlık sonucunda, serbest bırakılan militanların Cezayir’in güney sınırlarına yakın bölgelerde faaliyete geçtiği yönündeki bilgiler, Batı Afrika'daki Sahra Çölü boyunca yer alan Sahil isimli bölgedeki terör örgütleriyle mücadele eden Cezayir'in tepkisini çekti.
Cezayir’deki siyasi partiler, Fransız rehinenin ve diğer rehinelerin kurtarılma tarzı konusundaki endişelerini dile getirirken, ülkedeki İslami eğilimli Ulusal Bina Hareketi lideri Abdulkadir bin Karine, operasyonun Cezayir ulusal güvenliği üzerindeki tehlikeli yansımaları konusunda uyarıda bulundu.
Cezayir’den olaya dair ilk resmi açıklama Savunma Bakanlığı'ndan yapıldı. Açıklamada, "yurtdışından tarafların müzakereler yürüterek varılan anlaşma sonucunda, üç Avrupalı rehinenin serbest bırakılması karşılığında 200'den fazla teröristin salıverildiği ve terörist gruplara önemli miktarda fidye ödendiği" belirtildi.
Anlaşma kapsamında serbest bırakılanlar arasında bulunan Cezayirli bir militanın tutuklanmasının ardından yapılan açıklamada, olayın “Birleşmiş Milletler’in terörist gruplara fidye ödenmesini suç sayan kararlarına aykırı olduğu” ve “terörizmle mücadele çabalarını sekteye uğrattığı” vurgulandı.
"Büyük kaygı duyuyoruz"
Cezayir Başbakanı Abdulaziz Cerrad, pazar günü yaptığı açıklamada ülkesinin sınırı yakınlarında terör örgütleriyle yapılan para ve rehine takasından "büyük bir kaygı" duyduklarını belirtti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, Fransa’dan yayınlanan "Jeune Afrique" adlı dergiye yaptığı açıklamada, hükümetin Nusret'ul İslam’ın elindeki rehinelerin kurtarılması için fidye ödemeyi reddettiğini savunmuştu.
Macron'un rehineler için terör örgütlerine para verilmediği yönündeki açıklamalarının aksini iddia eden Cerrad ise Fransa ve Nusret'ul İslam arasındaki ilişkiye dikkati çekti.
Başbakan Cerrad, Afrika çapında düzenlenen "Silahları Susturmak" adlı zirvede, ülkesinin "rehinelerin serbest bırakılması için büyük miktarda para verilmesini büyük bir endişeyle karşıladığını" vurguladı.
Sınır yakınlarında militanların serbest bırakılması
Cezayir Savunma Bakanlığı, 28 Ekim'de yaptığı açıklamada anlaşmanın bir parçası olarak Mali'de serbest bırakılması sonrasında ülkeye girişinden beri takip edilen Mustafa Dirar adlı örgüt üyesinin ülkenin batısındaki Tilemse vilayetinde tutuklandığını duyurdu.
Cezayir devlet televizyonu ise Dirar'ın 2012 yılında katıldığı terörist gruplarla hikâyesinin anlatıldığı ve Avrupalı rehinelerin kurtarılması anlaşmasının ayrıntılarını açıkça ortaya koyan bir video yayınladı.
Videoda Dirar, "Ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığımız Bamako Cezaevi’nde, rehineler karşılığında bizim serbest bırakılacağımız yönünde görüşmeler yapıldığını duyduk." ifadelerini kullandı.
Anlaşmaya ilişkin diğer detayların paraya ilişkin olduğunu söyleyen Dirar, “Önce 6 milyon avro, sonra 10 milyon avro değerinde bir anlaşma duyduk, sonra bu rakam 30 milyon avroya çıktı." dedi.
Dirar, anlaşma kapsamında 207 militanın serbest bırakıldığını ve hepsinin "Nusret'ul İslam" grubundan olduğunu ifade ederken, örgütün etkin olduğu Mali'nin Cezayir sınırına yakın bölgede militanların serbest bırakılarak 1000 avro aldığını da kaydetti.
Büyük endişe
Güvenlik ve strateji uzmanı Bin Ömer bin Cana, Cezayir'in, elindeki doğrulanmış verilerle konuyu gündeme getirdiğini belirterek, “Takas anlaşmasında serbest bırakılan ve sonrasında tutuklanan iki terörist önemli bilgiler verdi." dedi.
Bin Cana, “Fransa, terörle mücadele konusunda ikiyüzlü hareket ediyor. Güvenlik Konseyi'nin daimi bir üyesinin, Birleşmiş Milletler tarafından suç kabul edilmesine rağmen teröristlere fidye vermesi endişe verici bir durum." ifadelerini kullandı.
Fransa’nın terör örgütleriyle ilişki kurmasını değerlendiren Bin Cana, "Bu olaylar, Fransa'nın jeopolitik veya coğrafi ekonomik çıkarlarla işlevsel amaçlar için terörist gruplarla ilişki kurduğunu kanıtlıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Birleşmiş Milletler'in (BM) fidye ödenmesini suç sayan kararın Cezayir'in desteğiyle geçtiğini hatırlatan Bin Cana, Cezayir’in "2012 yılında kaçırılan 4 diplomatının Kuzey Mali'de infaz edilmesi ve fidye ödenmemesi nedeniyle ağır bir bedel ödediğini" ifade etti.
Cezayir’e yönelik faaliyetler
Cezayir'in Fransa’ya yönelik tavrı, sadece BM kararlarını ihlal etmesinden dolayı değil, aynı zamanda örgütün faaliyet alanını Cezayir’e yönelterek ulusal güvenliğe yönelik tehdit oluşturma durumundan kaynaklanıyor.
Konuyu Cezayir’in Eş-Şaab gazetesine değerlendiren Cezayirli uzman Hasan Kasimi, "Terörist grup, bu anlaşmayla ciddi miktarda bir gelirden ve 200 militanının serbest bırakılmasından faydalandı. Bundan yararlanarak silah edinecek ve faaliyetlerine daha hızlı bir şekilde devam edecekler." değerlendirmesinde bulundu.
Yapılan anlaşmanın doğrudan Cezayir'in ulusal güvenliğini etkilediğine işaret eden Kasimi, "Cezayir'in serbest kaldıktan sonra tutukladığı teröristler, terör eylemlerini kırsal alanda yeniden başlatmak amacıyla Cezayir topraklarına gönderilmişti." şeklinde konuştu.
Yapılan takas anlaşması kapsamında, 3 Avrupalı (1 Fransız ve 2 İtalyan) ile 1 Mali vatandaşının serbest bırakılmasına karşılık Nusret'ul İslam adlı terör örgütü üyesi 207 militanın serbest bırakıldığı iddia edilmişti.