Çin Merkez Bankası (PBoC), 1 yıllık kredi faiz oranını (LPR) yüzde 3,70'ten yüzde 3,65'e, 5 yıllık kredi faiz oranını ise yüzde 4,45'ten yüzde 4,30'a indirdi.
Çin'deki 18 bankanın Merkez Bankası'nın politika faiz oranı üzerine koydukları kar payı bildirimlerine göre belirlenen LPR, 2019'dan bu yana ülkenin fiili gösterge faiz oranı işlevini görüyor.
Banka, geçen hafta başında, 1 yıllık politika faiz oranını (MLF) 10 baz puan indirerek 2,85'ten yüzde 2,75'e çekmişti.
Analistler, emlak kredileri için referans kabul edilen faiz oranındaki indirimlerin, borç problemleri içindeki sektörü desteklemeyi ve Kovid-19'dan etkilenen ekonomideki orta vadeli kredi talebini canlı tutmayı hedeflediği değerlendirmesini yapıyor.
Bankanın kararı, geçen hafta açıklanan temmuz ayı göstergelerinde ekonomik toparlanmanın yavaşladığına ilişkin işaretlerin görülmesinin ardından geldi.
Ulusal İstatistik Bürosunun (UİB) verilerine göre, temmuzda sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 3,8 artarken, hazirandaki yüzde 3,9'luk artışın gerisinde kaldı. Perakende satışlar da hazirandaki yıllık yüzde 3,1'lik artışın ardından temmuzda yüzde 2,7 ile beklentilerin altında artış gösterdi.
Sabit sermaye yatırımları yılın ilk 7 ayında önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,7 büyürken, ilk 6 aydaki yüzde 6,1'lik büyümenin yavaşladığı gözlendi.
Gayrimenkul yatırımları ise yılın ilk 7 ayında önceki yıla göre yüzde 6,4 azaldı.
Öte yandan, kentlerdeki işsizlik oranının da hala yüksek seviyede olduğu görülüyor. UİB verilerine göre, haziranda yüzde 5,5 olan işsizlik oranı, temmuzda yüzde 5,4 oldu. 16-24 yaş grubundaki işsizlik oranı haziranda yüzde 19,3 iken temmuzda yüzde 19,9'a çıktı.
Hükümetin büyüme hedefini tutturabileceği şüpheli
Hükümetin bu yıl için "yüzde 5,5 civarında" olmasını öngördüğü büyüme hedefine ulaşıp ulaşılamayacağı belirsiz görünüyor. Büyüme oranı yılın ilk yarısında yüzde 2,5'te kalırken, büyümeyi olumsuz etkileyen salgın tedbirleri gibi koşulların son çeyrekte değişeceğine dair emare görülmüyor.
Çin'de kabine işlevi gören Devlet Konseyi'nin temmuz ayındaki ekonomi çalışma konferansında büyüme hedefinin anılmaması dikkati çekmişti.
Çin'de bahar aylarında başta ülkenin en büyük kenti Şanghay olmak üzere büyük nüfusu barındıran ve kritik sanayi ve iş kollarına ev sahipliği yapan şehirlerindeki Kovid-19 kısıtlamalarının ekonomi üzerindeki etkisi belirgin şekilde hissedilmişti.
Birçok sahada ölçülen ekonomik performans, ilk vakaların Çin'in Vuhan kentinde görüldüğü Kovid-19 salgınının ilk aylarından bu yana en düşük seviyelere gerilemişti.
Mayıs ve haziran aylarında görülen toparlama eğiliminin temmuzda yavaşlaması, gelecek aylarda ortaya çıkabilecek yeni salgın dalgalarının ekonomiyi nasıl etkileyebileceğine dair kuşkulara yol açıyor.
Çin, COVID-19'a karşı, vakaları ortaya çıktığı yerde bastırmayı ve bulaşma zincirini kesmeyi hedefleyen "sıfır vaka" stratejisini uyguluyor. Strateji, karantina, seyahat kısıtlamaları, toplu testler, imalat, ticaret ve hizmetler sektöründeki işletmelerin faaliyetlerinin kısıtlanması gibi katı ve geniş ölçekli tedbirleri gerektiriyor. Tedbirler, hayatın olağan akışına müdahalenin yanında ekonomik maliyeti açısından da tartışmalara yol açıyor.