Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinden (CDC) yapılan açıklamaya göre, Eris kaynaklı vakaların nisan ayında ülkedeki toplam vakaların yüzde 0,6'sını oluştururken, ağustosta yüzde 71,6'sına kadar çıktı.
CDC yetkilileri, Eris varyantının Çin'in bölge ve eyaletlerinin büyük bölümünde hakim hale geldiği ve bu eğilimin sürmesinin beklendiğini belirtti.
Eris'in yaygınlaşmasının sebebinin, virüsün bağışıklıktan kaçma kabiliyetini artırması ve önceki enfeksiyonların sağladığı antikorların etkisini azaltması olduğunun altını çizen yetkililer, klinik semptomlar bakımından diğer varyantlardan belirgin bir fark görülmediğini ifade etti.
Yetkililer nisan-ağustos aylarındaki yayılmanın halihazırda kitlesel bağışıklık yaratarak etkin koruma sağladığını vurgularken, Çin'de COVID-19 salgınının düşük düzeyde olduğunu, sağlık sistemi üzerinde baskı yaratmadığını ve kısa vadede büyük ölçekli bir yayılma beklenmediğini kaydetti.
Eris varyantı
Eris olarak adlandırılan EG.5 varyantı, COVID-19'un Omicron varyantının alt varyantı XBB.1.9.2'nin türevi olarak ortaya çıkmıştı.
İlk kez şubatta Endonezya'da tespit edilen varyant, dünya genelinde en az 52 ülke ve bölgeye yayılmış durumda.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 9 Ağustos'ta Eris'i "izlenmesi gereken varyant" statüsüne aldığını duyurmuştu.
DSÖ'den yapılan açıklamada, Eris'in artan yaygınlığı, yayılma hızı ve bağışıklıktan kaçma yeteneğine karşın virüsün hastalığa yol açma şiddetinde değişim görülmediği, halk sağlığı riskinin, mevcut COVID-19 varyantlarına benzer şekilde "küresel düzeyde düşük" olduğu belirtilmişti.