İngiliz Financial Times gazetesinin "konu hakkında bilgi sahibi 6 yetkiliye" dayandırdığı haberine göre, Çin tarafı Washington yönetimiyle özel görüşmelerinde Pelosi'nin olası ziyareti halinde sert tepki gösterecekleri uyarısında bulundu.
Görüşmelerde "olası askeri karşılığın" da Çin tarafından gündeme geldiği iddia edildi. Söz konusu askeri karşılığın ne olacağına dair bilgi verilmezken, ABD'li güvenlik yetkilileri Çin savaş uçaklarının Pelosi'nin uçağına müdahale ederek adaya inmesini engellemeye çalışabileceğinden endişe ediyor.
Görüşmelere dair bilgi sahibi kaynaklar, uyarıların Pekin'in ABD'ye Tayvan konusunda yönelttiği eleştiri ve uyarılardan "çok daha sert" olduğunu vurguladı.
Uyarılar, Financial Times'ın, geçen hafta, Pelosi'nin nisan ayında iptal ettiği ziyareti, ağustosta yapacağını ileri sürdüğü haberin ardından geldi.
ABD ile Çin diplomatik ilişkilerinde gerilimlerin yaşandığı bir döneme denk gelen iddia, Pekin tarafının tepkisine sebep olmuştu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien, Pekin'de düzenlediği günlük basın toplantısında, "ABD, (Pelosi'nin ziyaretiyle ilgili) tavrında ısrar ederse Çin, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için güçlü ve kararlı tedbirler alacaktır." ifadelerini kullanmıştı.
Beyaz Saray yetkilileri ziyarete karşı
Pelosi, olası ziyareti henüz doğrulamazken, Beyaz Saray güvenlik yetkililerinin endişelerini dile getirdiği iddia edildi.
ABD Başkanı Joe Biden, gazetecilerin olası ziyarete dair sorusu üzerine, "Ordu, iyi fikir olduğunu düşünmüyor." ifadesini kullanmıştı.
Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve diğer Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) üyelerinin, Tayvan Boğazı çevresinde gerilimi arttıracağı gerekçesiyle ziyarete karşı olduğu ileri sürülüyor.
NSC, Beyaz Saray'ın Pelosi'den ziyaretini iptal etmesini isteyip istemediğine dair yorum yapmaktan kaçınırken, Stratejik İletişim Departmanı Başkanı John Kirby, yaptığı açıklamada, "Konsey'in yalnızca bağlamı, olguları ve ilgili jeopolitik bilgileri aktardığını, Meclis Başkanı'nın kendi kararını vereceğini" ifade etti.
Öte yandan, olası ziyaretin ABD ile Çin arasında bir krize yol açabileceği ihtimalinin Washington'ın bazı müttefiklerini de endişelendirdiği iddia edildi.
Artan gerilimin işareti olarak değerlendirilen bir başka gelişme de ABD'nin Pekin Büyükelçisi Nicholas Burns'un geçen hafta Washington'a yaptığı ziyareti kısa keserek Pekin'e dönmesi oldu.
ABD Başkanı Joe Biden ile Çin Devlet Başkanı'nın bu hafta telefon görüşmesi yapması planlanıyor.
Hassas dönem
Biden yönetiminden bazı isimlerin nisanda planlanan ziyaretin, Ukrayna Savaşı'nın yeni başlaması nedeniyle, bir destek ifadesi olarak meşru görülebilse de mevcut durumda zamanlama itibarıyla hassas bir döneme denk geldiği görüşünü dile getirdiği aktarılıyor.
Çin Halk Kurutuluş Ordusu'nun 100. kuruluş yıl dönümünün kutlanacağı 1 Ağustos ile aynı ayda gerçekleşecek olası ziyaretin, Pekin'in Ada çevresinde askeri hareketlerini yoğunlaştırmasına yol açabileceği değerlendiriliyor.
Ayrıca Çin'i yöneten Komünist Partisi'nin güz aylarında düzenleyeceği 20. Parti Kongresi öncesinde Bohay Denizi kıyısındaki sayfiye kasabası Beydayhı'da düzenlenen üst düzey istişare toplantısı da ağustosta yapılacak. Ülkenin gelecekteki yönetim kadrolarını şekillendirecek kararlar alınacak kongre, Çin tarafındaki tepkileri artırabilecek bir etken olarak görülüyor.
Nisan ayındaki ziyareti iptal edilmişti
82 yaşındaki Pelosi'nin nisan ayında Tayvan'a yapmayı planladığı ziyaret Kovid-19'a yakalandığı gerekçesiyle iptal edilmişti.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, o günlerde Pelosi'nin Tayvan'ı ziyaretinin "tek Çin" ilkesinin tanımladığı "kırmızı çizginin aşılması" anlamına geleceği uyarısında bulunmuştu.
Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim, Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.