Asya-Pasifik’te son haftalarda tansiyon bir hayli yüksek.
Kuzeyde Rusya ile Japonya arasında Kuril Adaları ihtilafı yeniden gündeme gelmişken güneyde Çin ile Solomon Adaları’nın mutabık kaldığı güvenlik iş birliği anlaşması, bölge ülkelerini “hazır ol”a geçmeye zorladı.
Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD gibi ülkeler, Çin'in, Solomon Adaları'na asker konuşlandıracağı ve bölgesel etkinliğini önemli ölçüde artırabileceği konusunda endişe taşıyor.
Bu hareketliliği ele almadan önce, Solomon Adaları’na dair bazı detayları paylaşmakta fayda var.
Solomon Adaları hakkında
19. yüzyılın sonlarında Almanya ve İngiltere'nin idaresine giren adalar, 2. Dünya Savaşı'nda, 1942'de Japonlar tarafından işgal edildi. Yine o yıl başlayıp ertesi yıl biten Guadalcanal Savaşı'nın ardından ise, Japonlar müttefik kuvvetler tarafından adalardan çıkmaya zorlandı ve İngilizler idareyi ele geçirdi.
1978 yılına gelindiğinde Solomon Adaları, İngiltere'den bağımsızlığını elde etti.
1998'den itibaren Guadalcanal ve Malaita adalarındaki militanların etnik çatışmalarına sahne olan ülkeye, "resmi müdahale talebi" sonucu Avustralya liderliğinde yardım misyonu (RAMSI) gönderildi. Bu misyon da 2017 yılında sona erdi.
Solomon Adaları'nın Çin'le ilişkileri ve kasım olayları
İki ülke arasındaki son yakınlık, Manasseh Sogavare hükümetindeki Solomon Adaları'nın 2019 yılında diplomatik ilişkiyi Tayvan'dan Çin'e çevirmesiyle başladı.
Ancak aynı zamanda bu adım, adalardaki iç karışıklığın da fitilini ateşledi. Zira adalardan Malaita, diplomatik yüzün Çin'e çevrilmesine karşıt duruş sergiledi ve geçtiğimiz yıl kasım ayında başkent Honiara da dahil birçok yerde Sogavare hükümeti karşıtları sokaklara çıktı; ülke karıştı.
Söz konusu karışıklıklar ve Tayvan yanlısı muhaliflerin tepkileri bir yana, Solomon Adaları ve Çin şimdi yeni bir güvenlik iş birliği anlaşması imzalama kararı aldı.
Henüz imzalanıp resmen yürürlüğe girmese de, anlaşmanın sızdırıldığı belirtilen taslak metni bile, başta adalarda bir nevi "garantörlük" rolünü üstlenen Avustralya olmak üzere, Yeni Zelanda ve ABD gibi ülkelerin kaygılanmasına yol açtı.
Bu anlaşma kapsamında Çin askerinin Solomon Adaları'nda konuşlanmasının önünün açılacağına ve adaların Çin donanması için birer üsse dönüşebileceğine; dolayısıyla Çin'in ciddi bir stratejik alana nüfuz edebileceğine dikkat çekildi.
Hatta Mikronezya Devlet Başkanı David Panuelo, adaların "gelecekte büyük güçlerin çatışma merkezi olabileceği" düşüncesiyle, anlaşmayı yeniden değerlendirmesi için Sogavare'ye bir mektup gönderdi.
Adaların iç güvenliğine vurgu
Sogavare ise anlaşmanın normal karşılanması gerektiğine vurgu yaparak, Çin'in ülkede askeri üs kurmasını kabul etmeyeceklerini söyledi.
Mevcut Solomon Adaları hükümeti ayrıca, iç güvenliğe tehdit olarak gördüğü kasım olaylarını da öne sürerek bu anlaşmayı yapmak istiyor.
Öyle ki, sızdırılan taslak anlaşma metninde de, Çin polisinin "sosyal düzenin sürdürülmesi" için Solomon Adaları'na gelebileceği yer alıyor.
Gelgelelim taslak metnin ötesinde, yakın zamanda taraflarca onaylanması beklenen gerçek anlaşma maddeleri Çin'in ne derece etki alanı bulabileceğini ortaya koyacak.
Böylelikle, Solomon Adaları'na yaklaşık 2 bin kilometre mesafedeki Avustralya dahil, bölgeyi domine eden diğer aktörler, tedirginliklerinin makul olup olmadığını görme imkanına kavuşacak.
Grafik: (1) Hafize Yurt Ateş, (2) Nursel Cobuloğlu
Yararlanılan kaynaklar: T.C. Dışişleri Bakanlığı, The Guardian, BBC, AP, AFP