Çin’de 400 gün aradan sonra gelen ölümler, salgını yeniden ülke gündeminin ilk sıralarına taşıdı. 2022’nin başından bu yana, geçen yılın tamamından daha fazla vaka kayıtlara geçti.
Rekor tırmanış, Çin’in sıfır vaka politikası kapsamında uyguladığı sert önlemleri tartışmaya açtı. Geçen iki yılda başarı hikâyesi olarak sunulan sıfır vaka politikası; zorunlu test, tam kapanma ve zorunlu karantina gibi uygulamaları içeriyor.
Başka yerde olmayan birçok önlemi Çin’de görmek mümkün. Onlardan biri de milyonluk şehirlerde tespit edilen tek bir vakanın ardından kent sakinlerinin tamamına zorunlu koronavirüs testleri yapılması.
Geçen iki yılda ülkede salgın büyük ölçüde kontrol altına alındı ancak toplumsal bağışıklık düşük kaldı. Aşıların bazı varyantlara karşı daha az etkili olması da vaka sayılarına yansıdı.
Sıfır vaka politikasının sürdürülebilirliği sorgulanmaya başlandı, ancak değiştirmek kolay gözükmüyor.
“Bu şekilde salgın önlemleri ve sosyo-ekonomik kalkınma arasındaki dengeyi sağlayabiliriz”
Ulusal Sağlık Komisyon COVID-19 Görev Gücü Başkanı Lıang Wannıan, ‘sıfır vaka politikası’ hakkında bilgi verdi.
"Sıfır vaka politikasının sürdürülmesi çok zor ancak çok çaba sarf etmemiz gereken yönleri var. Neden sıfır vaka politikasını sürdürmeliyiz? Çünkü ancak bu sayede salgın önlemleri ve sosyo-ekonomik kalkınma arasındaki dengeyi sağlayabiliriz. Salgının kontrol edilmesinin yanı sıra, günlük hayat ve üretimin sürdürülmesi gerekiyor."
Çin lideri Şi, salgın politikalarındaki başarıya gölge düşmesini istemiyor. Yılsonunda, Şi için üçüncü döneminin yolunu açacak komünist parti kongresi var.
Parti kongresi tamamlanana kadar salgın politikalarında yapısal bir değişiklik beklenmiyor.