Fransa yönetimi iç meselelerinin üzerini örtmek için "Türkiye düşmanlığı" üzerinden besleniyor. Bunun son örneği "Bozkurtlar hareketinin" lağvedilmesi oldu.
Dışişleri Bakanlığı karara sert tepki gösterirken, Fransa'nın Ermeni lobisinin esiri olduğunu söyledi. Her fırsatta "düşünce ve ifade özgürlüğü" ilkelerini öne çıkaran Fransa, aykırı sese tahammülü olmayan Ermenilerin tehditlerini ise görmezden geliyor. Gazetecileri, siyasetçileri ölümle tehdit eden Fransa'daki bazı Ermenilerin, bugün hala terör örgütü ASALA özlemi içinde olduğu anlaşılıyor.
Geçmişte terör örgütü ASALA Türkiye'nin diplomatlarını katletti
Bugün ise aynı zihniyet ASALA üzerinden Fransa'da terör estiriyor.
Türkiye'ye her fırsatta insan haklarını hatırlatan Fransız makamları ise sadece seyrediyor.
33 gündür Azerbaycan, işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesi veriyor.
Fransa, Minsk grubunun eş başkanı.
Bu açıdan tarafsızlığını korumak zorunda. Ancak durum pek de öyle değil.
Belediye başkanından, milletvekillerine Ermenistan'ın yanında yer aldılar.
Tarafsız olanlar ise lince maruz kaldı.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Tayfun Üstün,
“Fransız siyasetçiler, Ermeni asıllı Fransız siyasetçiler, Ermenilerin oylarını almak istiyorlar daha sonra seçimler bittikten sonra seçim öncesi verdikleri vaatleri bir anlamda yerine getirmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla Ermeniler, Fransa'daki bu siyasi ve seçim sistemini kendi lehlerine kullanmaktan çekinmiyorlar ve Fransız siyasetçilerde bunun bir nebze önünü açıyor diye söyleyebiliriz" dedi.
“Azerbaycan toprakları Ermeni güçlerin işgali altında”
Milletvekili Jerome Lambert bu sözleri söyledi.
Lincin yanında Ermeni mafyası tarafından tehdit edildi. Tehdit mesajını ise sosyal medya hesabından paylaştı.
Azerbaycan'ı desteklemeye devam ederse başının belaya gireceğini söyledi.
Tehdit edilenler sadece siyasetçi değildi
Gazeteciler de Ermenilerin hedefi oldu. Pierre Plottu ve Maxime Macé Liberation gazetesinde çalışıyor. "Fransız aşırı sağı Ermenistan'ı savunuyor" başlıklı makale hayatlarını kabusa çevirdi. Her ikisine Ermenilerden tehdit mesajları yağdı. En dikkat çeken mesaj ise "ASALA" terör örgütüyle ilgili olanıydı.
Benzer bir olay da Fransa devlet televizyonu TF1'de yaşandı.
Kanal 4 dakikalık tarafsız bir haber yayınladı.
Azerbaycan cephe hattından görüntülere yer verildi. Bu defa tehdit kurumsaldı.
Fransız Ermeni Örgütleri Konseyi Eşbaşkanı Frank Papazyan tarafından hedef gösterildi.
Haberi yapan Liseron Boudol da sosyal medyada ölümle tehdit edildi.
Kanal baskılara dayanamadı ve haberi yayından kaldırmak zorunda kaldı. Sınır Tanımayan Muhabirler örgütü de tehditleri kınadı.
Düşünce ve ifade özgürlüğü Fransa’nın çok değer verdiği ilkeler. Ermeni diasporası bu ilkeleri hep istismar etti. Sıra Türkiye düşmanlığına geldiğinde ilkeler ayaklar altına alındı. Öyle ki, terör örgütü PKK sempatizanlarıyla birlikte çalıştılar.
Kara propaganda araçları ise sosyal medya hesaplarıydı.
Üstün, "Bu ilişki aslında tamamen ortak düşman, ortak çıkar temelli geliştirilen bir ilişki. Çünkü kapanmayan hesaplar üzerine bu ilişkinin inşa edildiğini görüyoruz. Başka türlü ne işte PKK içindeki Ermeni militanların ya da bugün devam etmekte olan Karabağ'daki savaşta Ermeni milisler, Ermeni ceplerindeki PKK'lı teröristleri açıklamanın yolu yok.
Buradaki durum aslında tam bir faşizan durum. Çünkü Ermeni diasporası kendisine alternatif olan her türlü düşünceye kendini kapatmış durumda. Hem sosyal anlamda hem akademik anlamda yoğun bir baskının yaşandığına şahit oluyoruz" ifadelerini kullandı
Fransa sokaklarında Türk vatandaşları güven içinde değil
Son örneği Isere (İzer)'de yaşandı. Ermeni yanlıları otoyol da Türklere saldırdı.
1'i ağır olmak üzere 5 kişi yaralandı. Mağdurlar saldırının planlı olduğu görüşünde.
Saldırı mağdurlarından Mehmet Coşkun olayları, "Otoban yolunda protesto yapıyorlardı. Yolları kapattılar. Biz de indik orada Türk bayraklarını yakmasınlar diye. Bizim Türk olduğumuzu anladı. Oradan üstümüze yürüdüler. Bir ara babamı göremedim. Kafamı çevirdim orada yerde üstünde 35 kişi vardı. Babamı kurtarmak için yürüdüm. Bizi de sıkıştırdılar köşeye. Her şeyle vurdular. Polis filan hiçbir şey gelmedi." sözleriyle anlattı.
9.5ºC
Ankara
