ABD Başkanı Joe Biden, göreve gelmesinin ardından ilk yurt dışı temasını Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile yaptı.
Zirve, COVID-19 önlemleri nedeniyle fiziksel olarak gerçekleşmedi. Ottawa ve Washington arasında video konferans yapıldı.
Görüşme sonrası yazılı açıklama yapan Biden, Trump döneminde bozulan ilişkilere atıfta bulunarak, "İttifakı ve kararlı dostluğu yeniden canlandıracağız" mesajı verdi.
Kanada ve ABD basını, görüşmedeki "yeni dönem" vurgusunu, müttefikler arasında ilişkileri normale döndürme sürecinin ilk resmi adımı olarak yorumlandı.
Ancak ABD’nin ekonomi alanında attığı son adımlar, dostluk mesajlarının gölgesinde yeni bir ticari kriz yarattı.
Peki ABD ile en büyük ticaret ortağı Kanada arasındaki gerilim nasıl başladı ve zirvedeki iş birliği mesajlarının arka planında hangi krizler yaşanıyor?
İşte cevaplar...
Trump'tan Kanada'ya ek vergi kararı
Trudeau, Başkanlık koltuğuna oturan Trump ile ilk kez 13 Şubat 2017'de görüştü.
İlk görüşme beklendiği üzere müttefikliğin ve dostluğun devam edeceği mesajları verilerek tamamlandı. Ancak Trump'ın küresel ticaret savaşından nasibini alan ilk ülkelerden biri Kanada oldu.
Trump, 2017'deki G7 zirvesinden birkaç gün önce, Kanada çeliğine yüzde 25, alüminyumuna yüzde 10 ek vergi getirdi.
Kanada'yı ve diğer ticaret ortaklarını misilleme amaçlı tarifeler koymamaları konusunda uyardı.
"Trudeau sahtekar ve iki yüzlü davranıyor"
Kararın Kanada’ya yapılan bir hakaret olduğunu söyleyen Trudeau, Trump'ın tehdidini cevapsız bırakmadı, "Bu ikili ilişkilerde bir dönüm noktası olacak, misilleme tedbirleri aldık" dedi.
Trump'ın cevaba tepkisi ise daha sert oldu:
“Trudeau çok uysal ve yumuşak. Sahtekar ve iki yüzlü davranıyor. Kanada'nın parası var ama NATO'ya yüzde 2 bile ödeme yapmadığı gerçeğini söylüyorum”
2018 yılında yapılan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda da iki lider arasında soğuk rüzgârlar esti.
Trump’ın Trudeau gelince ayağa kalkmadan elini sıkmasına Kanada basınından ağır eleştiriler geldi.
Trudeau basının konuyla ilgili sorularına, "farklı bir mesaj yüklemeyin" cevabı verdi. Ancak Trump BM toplantısında yine Kanada'yı hedef aldı.
Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşmasından ve Kanada’nın müzakere şeklinden memnun olmadığını söyledi.
"Sahtekar Trudeau" harika arkadaş oldu
2019 yılında ABD, Meksika ve Kanada arasında kör düğüme dönen Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) için uzlaşmaya varıldı, ancak anlaşma onaylanmadı.
Anlaşma şartlarını kabul eden Justin Trudeau ise, Trump tarafından bu kez sahtekar değil, harika bir arkadaş ilan edildi.
Justin Trudeau’dan sessiz protesto
2020 yılı ve sonrasında iki lider arasında doğrudan polemik yaşanmadı. Görüş ayrılıkları daha çok Çin ile artan gerilim, COVID-19 salgını ve ABD’deki ırkçılık karşıtı protestolarda kendisini gösterdi.
ABD'de siyahi George Floyd'un polis müdahalesi sonucu hayatını kaybetmesiyle başlayan gösterilerle ilgili soru sorulan Justin Trudeau, önce 21 saniye sessiz kaldı, ardından "ABD'de neler olup bittiğini korku ve şaşkınlıkla izliyoruz" dedi.
Dostluk mesajlarının gölgesinde büyüyen yeni krizler
Trump'ın başkanlığı ile geçen 4 gergin yılın ardından, ABD’nin yeni başkanı Joe Biden geleneği bozmadı ve ilk yurt dışı temasını Kanada Başbakanı ile gerçekleştirdi.
Görüşmede Biden ve Trudeau, iklim eylemi ve COVID-19 salgını dahil olmak üzere birçok konuda birlikte çalışmayı kabul etti. ABD Başkanı, Kanada'ya Çin'de gözaltına alınan iki Kanadalının serbest bırakılmasını güvence altına alma konusunda yardım sözü verdi.
Biden’ın görüşmeyle ilgili yazılı açıklaması Beyaz Saray’ın internet sitesinde yayımlandı.
“Bugünün göz korkutucu zorluklarının üstesinden gelmek ve iş birliğinin geleceğe yönelik tam potansiyelini gerçekleştirmek için tarihi ittifakımızı ve kararlı dostluğumuzu yeniden canlandırmak ABD ve Kanada'nın ortak çıkarına. ABD ve Kanada arasındaki ortaklık, birbirimizin başarısına yatırım yaptığımız için sürüyor."
Biden'ın mesajındaki dostluk ve yeni dönem vurgusu, Kuzey Amerika'da ittifakın yeniden güçlenmesi umutlarını artırsa da Kanada basınına göre ilişkiler sorunsuz ve kolay bir yoldan eski düzenine kavuşamayacak.
Zira Biden'ın göreve gelir gelmez imzaladığı Keystone XL kararı da bu görüşü destekler nitelikte.
Kanada'nın kritik petrol ihracat projesine veto
Keystone XL, Kanada petrolünü, ABD'nin Meksika Körfezi'ndeki rafinerilerine taşıyacak 2 bin 735 kilometrelik bir petrol boru hattı projesi.
Ülke ihracatı için en kritik projelerden biri olan hat ile günde yaklaşık 800 bin varil petrol aktarımı yapacağı öngörülüyordu.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Biden'ın seçim zaferi nedeniyle yaptığı telefon görüşmesinde Keystone XL'i birinci öncelik olarak gündeme getirmişti.
Ancak Biden, Keystone XL petrol boru hattı projesinin iptaline yönelik kararnameye imza attı.
ABD'ye misilleme çağrısı
Biden'ın görevinin ilk gününde Keystone XL petrol boru hattı projesin iptal edeceği iddiaları, daha önce Kanada basınında yer almıştı.
Alberta Eyalet Başkanı Jason Kenney, basında yer alan iddiaların ardından, "Biden'ın, Kanada'ya saygı göstereceğini umuyorum. Kanada ile ABD arasındaki ilişki en azından bu konuyu tartışmaya değer. Ancak proje iptal edilirse, dava açarız" demişti.
Biden'ın kararı onaylamasını sonrası Kenney, ABD'ye misilleme niteliğinde ekonomik yaptırımlar yapılması çağrısında bulundu.
Meclis ise Kanada-ABD ekonomik ilişkileri konusunda özel bir komite oluşturmak için harekete geçti.
Obama, projeyi 7 yıl değerlendirdikten sonra çevresel nedenlerle Kasım 2015'te reddetmiş, Trump ise onaylamıştı.
Trump'ın kararı, çevreciler ve yerliler tarafından ülke çapında protesto edilmişti.
Amerikan satın al krizi
ABD ile Kanada arasında tansiyonu yükselten adımlardan biri de, "Amerikan satın al" kararnamesinin imzalanması oldu.
Karaname, federal kurumların Amerikan ürünlerinin satın alınmasına öncelik veriyor.
Bu durum, Amerikan şirketlerine satış yapan çok sayıda Kanadalı tedarikçinin yolunu tıkadı. Şirketler, karardan geri adım atılması için hükümete baskı çağrısı yaptı.
Kanada Ticaret Bakanı Mary Ng, "ABD ile bir ticaret savaşına girmenin Kanadalı işçilerin veya enerji sektörünün çıkarına olacağını düşünmüyorum" dedi.
Trudeau'nun hem Keystone XL için yeni bir çözüm bulma hem de Amerikan satın al kararnamesinden Kanada'yı muaf tutma konusunda Biden'ı ikna etme yoluna gireceğini açıkladı.
Kanada basınına göre, Biden'ın geri adım atmaması durumunda masadaki seçeneklerden biri NAFTA üzerinden baskı kurmak. Ancak ekonomik yaptırım yoluna girilip girilmeyeceğine dair resmi bir açıklama henüz yapılmadı.