DSÖ Sağlık Teşviki ve Geliştirilmesi Departmanı Direktörü Ruediger Krech, Dünya Sağlık Haftası dolayısıyla küresel sağlık sorunları, bulaşıcı hastalıklar ve sağlık çalışanlarının problemleriyle ilgili soruları yanıtladı.
Ebola krizinin ardından bir sonraki salgına etkili yanıt verebilmek için çalışmalar yaptıklarını anımsatan Krech, bu çalışmaların COVID-19 ile mücadelede yardımcı olduğunu ifade etti.
Ruediger Krech, "Dirençli sağlık sistemlerinin yanı sıra zor durumlarla sistem üzerindeki stresle daha iyi başa çıkabilen toplumlara ihtiyacımız var." dedi.
Sağlık alanında yapılan çalışmalarda, birlikte hareket etmenin önemine işaret eden Krech, salgın sonrasında aşı geliştiricilerinin bu vizyonla bir araya geldiğini ve bunun aşının hızlı bir şekilde bulunmasına katkı sağladığını ifade etti.
Krech, aşılar için dayanışma konusunda bazı sorunlar yaşandığını ve zengin ülkelerin kendi vatandaşları için aşıları önceden satın aldığını anımsattı.
Zengin ülkelerin daha sonra kullanmadıkları aşıları başka ülkelere aktardığını anımsatan Krech, "Eğer dayanışma olsaydı, dünyanın neresinde olursa olsun ihtiyaç duyan nüfus grubuna o aşılar ulaştırılırdı. Maalesef bu salgına halk sağlığının gerektirdiği şekilde tepki veremememiz ve bazı ülkelerin salgını politize etmeleri dolayısıyla çok daha fazla kişi yaşamını yitirdi." değerlendirmesini yaptı.
"Sağlık çalışanı açığının ciddiyeti son 20 yıldır farkındalık yaratıyor"
Krech, COVID-19 ile mücadele sürecinde birçok ülkede kronik hastalıkları olanların yeterli sağlık hizmeti alamadığını belirterek, bu durumun COVID-19'a yakalananlar arasındaki ölüm oranını artırdığını ve bunun da acı bir ders olduğunu dile getirdi.
Direktör Krech, sağlık hizmeti ve sağlık çalışanlarıyla ilgili eksikliklerin azaltılması için neler yapmaları gerektiğini bildiklerini belirterek, üye ülkelerin desteğiyle bunları aşabileceklerini sözlerine ekledi.