Ukrayna savaşı ile tekrar gündeme gelen nükleer silahlar yalnızca bir kez ve ABD tarafından kullanıldı. İkinci Dünya Savaşı sırasında, Ağustos 1945’te ABD Başkanı Harry Truman, Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atom bombası atılmasına izin verdi. Tahminlere göre 200 bin kişi hayatını kaybetti.
Nükleer silahlar bir kez kullanıldı ama İkinci Dünya Savaşı’nın ardından nükleer yarış hız kazandı ve dünya birçok kez büyük bir felaketle karşı karşıya kaldı.
Tansiyonun yükseldiği zamanlar…
1950’de ABD’li General Douglas MacArthur, Kore Savaşı sırasında Çin’e atom bombası atılmasını savundu. Fakat o zamana kadar Sovyetler Birliği kendi nükleer bombasını geliştirmişti. Truman, savaşı nükleer silahlı bir güçle bir çatışmaya dönüşebilecek noktaya kadar tırmandırma riskini almaya istekli değildi.
1962 Küba Füze Krizi, dünyanın bir nükleer savaşa en yakın olduğu hadiseydi denilebilir. Ancak, 1963’te Nükleer Denemeleri Yasaklama Antlaşması’nın imzalanması ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Sovyetler Birliği’ne yönelik bir “yumuşama” politikası izlemesi nükleer savaş riskini azalttı.
Nükleer silahlar hakkında daha detaylı bilgiler vermeden önce eski ABD Başkanı Donald Trump ile Kuzey Kore lideri Kim Jong Un arasında yaşanan nükleer restleşmeye değinelim.
2018’de önce Kuzey Kore lideri Kim Jong Un “Nükleer düğmenin her daim masasında olduğu” açıklamasına Trump, “Onun tükenmiş ve açlık çeken rejiminden birisi lütfen onu bilgilendirsin. Benim de nükleer düğmem var ama onunkinden çok daha büyük ve güçlü ve benim düğmem çalışıyor" cevabını verdi.
Nükleer silah tartışmalarında son tartışma ise, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla baş gösterdi. Rus lider Vladimir Putin'in, Rus topraklarının tehdit edilmesi durumunda stratejik silahlar dahil tüm imkanları kullanacaklarını açıklaması tansiyonun yükselmesine neden oldu. ABD’den ve NATO’dan art arda açıklamalar yapıldı.
Medyaya yansıyan haberlere göre ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Rusya'yı aylar boyunca nükleer silah tehditleri konusunda uyardı.
Kimde ne kadar nükleer silah var?
Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) ve çeşitli kaynakların verilere göre, nükleer silahlanma yarışının önlenmesi için Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT) 1 Temmuz 1968'de imzaya açıldı ve 1970'te yürürlüğe girdi.
Anlaşma nükleer silahların yayılmasının önlenmesi, nükleer enerjinin sivil amaçlarla kullanımı ve nükleer silahsızlanma olmak üzere üç temel prensibe dayanırken halen 9 ülkenin nükleer savaş başlıklarına sahip olduğu biliniyor.
ABD ve Rusya, toplamı 12 bin 705'i bulan bu başlıkların yaklaşık yüzde 90’ına sahip durumda. Ocak 2022 itibariyle ABD’nin 5 bin 428, Rusya’nın 5 bin 997, Çin’in 350 Fransa’nın 290, İngiltere’nin 225, Pakistan'ın 165, Hindistan’ın 156, İsrail’in 90, Kuzey Kore’nin 20 nükleer savaş başlığı bulunuyor.
Nükleer silahların 1945’te ilk ortaya çıkışının ardından çoğunluğuna ABD ve Rusya’nın sahip olduğu nükleer başlık sayısı 1952’de 1055, 1960’ta 22 bin 144, 1970’te 38 bin 899, 1980’de 55 bin 352, 1986’da ise zirveye ulaşarak 70 bin 354’e ulaştı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından 1992’de yaklaşık 52 bin 463’e gerileyen başlık sayısı 2000’de 34 bin 4, 2010’da 21 bin 234’e, 2020’de ise 13 bin 160’a düştü.
Ülkelerin nükleer testleri
Dünyada bugün 13 bine yakın nükleer savaş başlığı bulunurken en çok savaş başlığı ABD ve Rusya’nın elinde bulunuyor. ABD 2. Dünya Savaşı sırasında ilk kez nükleer silaha başvurduğu 1945’te Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atom bombaları attı.
Binlerce kişinin ölümüne neden olan bu saldırı, nükleer bombaların yüksek tahrip gücü, kalıcı zararlı etkileri askeri ve psikolojik üstünlük sağlaması nedeniyle Soğuk Savaş’ın ilk dönemlerinde birçok ülkenin askeri güç ve statü kazanmak için edinmek istediği bir silah haline geldi.
Sovyetleri Birliği de ilk nükleer bomba testini 1949’da Kazakistan’ın Semipalatinsk bölgesinde gerçekleştirerek ABD’den sonra nükleer silah geliştirebilen ikinci ülke oldu.
İngiltere ise ilk nükleer testini 1952’de Avustralya’nın batı kıyısında yer alan Montebello Adaları’nda gerçekleştirdi. İngiltere’yi Fransa izledi. Paris yönetimi ilk testi Afrika’nın kuzeyindeki Sahra Çölü’nde 1960’ta yaptı, daha sonra nükleer testleri Güney Pasifik’e taşıdı.
Çin ise ilk nükleer testini bugün ülkenin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Gobi Çölü’nün Lop Nur test alanında 1964’te gerçekleştirdi.
Hindistan da 1974’te ülkenin Rajasthan Çölü’ndeki Pokhkran bölgesinde bir yer altı testi gerçekleştirirken NPT’yi imzalamayı reddetti. Hindistan’ın ardından Pakistan 1998’de ilk nükleer denemesini gerçekleştirdi.
Kuzey Kore de NPT anlaşmasından çekilmesinin ardından 2006’da nükleer denemelere başladı.
Öte yandan nükleer savaş başlığına sahip olmasına yönelik gizlilik politikasını benimseyen İsrail’in nükleer silahlarıyla ilgili veriler tahminlere dayanıyor. Ülkenin ilk nükleer testi 1960’lı yıllarda yaptığı belirtiliyor.
Nükleer risk arttı mı?
Uzmanlara göre, her ne kadar nükleer silahlar konusunda uluslararası düzen istikrardan oldukça uzak olsa da düzenin yıkıldığını söylemek için oldukça erken. Özellikle Ukrayna savaşı sırasında Rusya tarafından yapılan açıklamalar nükleer silahlar konusunda uluslararası toplumun çok daha bağlayıcı bir düzen inşa etmesi gerektiğini haber veriyor.
SIPRI'nın "2022 Yıllığı" raporunda da nükleer silaha sahip ülkelerin, silahsızlanma konusunda bir an önce somut eyleme geçmemesi durumunda küresel nükleer savaş başlığı sayısının Soğuk Savaş'tan sonra tekrar yükselişe geçebileceği uyarısı yapıldı.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliği’nin nükleer silah edinme konusunda hızlı davranması, Soğuk Savaş sırasında dünyayı nükleer sınavlardan geçirse de bir nükleer savaştan korudu. Bugün ise, Avrupa’dan Asya’ya birçok güç nükleer başlıklara sahip. Ne ABD ne de Rusya bu konuda tekel değil.
SIPRI raporuna göre ABD ve Rusya'nın nükleer savaş başlıklarının 2021 ve önceki yıllara göre azalması modernizasyon çalışmaları çerçevesinde eskiyen savaş başlıklarının sökülmesinden kaynaklanıyor.
Nükleer silah konusunda şeffaf olmayan Çin ise nükleer silah kapasitesinin artışı noktasında önemli bir eşikte bulunuyor. Ülkeden alınan uydu görüntüleri inşa halindeki 300 yeni füze silosunun mevcudiyetini gösteriyor.
İngiltere ise 2021’de nükleer başlık kapasitesini artırma kararını açıklayarak elindeki nükleer başlık kapasitesini 260'a çıkaracağını duyurdu. İngiltere ayrıca ülkenin operasyonel nükleer başlık kapasitesi, konuşlandırılan savaş başlıkları ve füzelere ilişkin rakamları kamuoyuna açıklamayacağını ilan etti.
Kuzey Kore de mevcut askeri nükleer programını ulusal güvenlik stratejisinin merkezi unsuru haline getirdi. Ülkenin elindeki savaş başlığı 20 civarında olmasına rağmen 40-45 savaş başlığı üretecek kadar malzemeye sahip olduğu tahmin ediliyor.
Fransa ise 2021'in başında 3. nesil nükleer yakıtlı balistik füze denizaltısı geliştirmek için bir program başlattığını duyurdu.
Hindistan ve Pakistan da geçen yıl nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip füzeler geliştireceğini açıkladı.