Raporda, insan kaynaklı iklim krizi ile yıllardır süregelen yanlış arazi kullanımı ve su yönetiminin küresel su döngüsü üzerinde "benzeri görülmemiş bir baskı" oluşturduğu belirtildi.
Su döngüsü, yeryüzündeki suyun buharlaşarak atmosfere yükselmesi, su buharı olarak uzak mesafelere taşınması ve tekrar yağmur ya da kar olarak yeryüzüne düşmesini kapsayan karmaşık bir sistemdir.
Bu döngüdeki bozulmalar, halihazırda 3 milyar insanın su kıtlığı yaşamasına neden oluyor. Üstelik bu bozulmalar, tarımsal üretimi düşürüyor ve yeraltı sularının azalmasıyla şehirlerin çökmesine yol açıyor.
Acil önlem alınmadığı takdirde, rapora göre su krizi 2050 yılına kadar küresel gıda üretiminin yüzde 50’sinden fazlasını tehlikeye sokacak ve dünya ekonomilerine %8 oranında bir darbe vuracak.
Raporda, suyun iki türü arasında ayrım yapılmış: "Mavi su" nehirler, göller ve yeraltı sularında bulunan sıvı suyu ifade ederken, "yeşil su" toprak ve bitkilerde depolanan nemdir.
Özellikle yeşil suyun iklim değişikliği üzerindeki etkisi büyük. Bitkilerden atmosfere dönen bu su buharı, karasal yağışların yaklaşık yarısını oluşturur.
Ancak insan faaliyetleri, yeşil suyun önemli bir kısmını tüketerek karbon tutma kapasitesini azaltıyor ve bu da küresel ısınmayı hızlandırıyor.
Raporda, insanların sürdürülebilir bir yaşam sürebilmesi için günde yaklaşık 4.000 litre suya ihtiyaç duyduğu, ancak bu miktarın birçok bölge tarafından yerel kaynaklardan karşılanamayacağı vurgulandı.
İngiltere Reading Üniversitesi'nden İklim Bilimi Profesörü Richard Allan, raporun insan kaynaklı faaliyetlerin su döngüsünü nasıl bozduğunu çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğunu belirtti.
Allan, insan faaliyetlerinin hem kurak hem de aşırı yağışlı koşulları daha da şiddetlendirdiğini ve rüzgar ile yağış düzenlerini bozduğunu ifade etti.
Raporda, su döngüsünün bir "ortak değer" olarak kabul edilmesi ve ülkelerin su yönetiminde birlikte hareket etmesi gerektiği önerildi.
Dünya Ticaret Örgütü Genel Direktörü ve raporun eş başkanı Ngozi Okonjo-Iweala, su krizinin bir trajedi olduğunu ancak aynı zamanda su ekonomisinin yeniden şekillendirilmesi için bir fırsat sunduğunu söyledi.