Japonya'daki Ontake, Hawaii'deki Kilauea, İtalya'daki Etna ve Endonezya’daki Lewotolo… Bunlar, zaman zaman lavlarını püskürten aktif volkanlardan bazıları. Son iki ayda meydana gelen volkanik patlamalar akıllara “Olağanüstü bir hareketlilik mi var?” sorusunu getiriyor. Oysa bu, her yıl yaşanan sıradan bir durum.
Dünyada bitmek bilmeyen volkanik hareketliliği ve Türkiye’nin uzun yıllardır suskun olan volkanlarını Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, TRT Haber’e anlattı.
Dünyada 500 aktif volkan bulunuyor
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, volkanların oluşumunu anlatırken dünyadaki kıtaların sürekli hareket halinde olduğunu hatırlatıyor:
“Bir kıtanın, diğerinin altına dalması neticesinde üstteki kıtada volkanlar meydana geliyor. Dünyada binlerce volkan var ve bunların 500 tanesi aktif durumda. Her yıl bunların 50 tanesinde hareket oluyor. Gaz ve kül çıkışları, bazen de Hawaii’deki gibi lav çıkışları gerçekleşiyor. Bunlar normal süreçler, fakat bazı dönemlerde artabiliyor. Mesela Etna’nın 2018’de büyük bir aktivitesi vardı. Hiçbir zaman da tamamen suskun hale gelmiyor. Arada bir bekliyor, sonra tekrar faaliyete geçiyor. Bunun nedeni, onu oluşturan mekanizmanın henüz ortadan kalkmamış olması.”
Volkanlardaki hareketlilik önceden tespit ediliyor
Yerleşim yerlerine yakın olan volkanik patlamalar büyük tehlike yaratıyor. Nitekim geçtiğimiz haftalarda Endonezya'daki Ili Lewotolok Yanardağı’nda meydana gelen patlamalar sonucu, yaklaşık 5 bin kişi bölgeden tahliye edilerek olası bir felaketin önüne geçildi. Prof. Dr. Ersoy, “Depremi önceden kestiremiyoruz ama volkanları kestirebiliyoruz” diyerek bunun nasıl yapıldığını açıklıyor:
“Volkanın çevresine gözlem istasyonları kuruluyor. Gaz çıkışlarındaki faaliyetlere bakılarak sarı, turuncu, yeşil ve kırmızı uyarı gibi kademe kademe uyarılar veriliyor. Her kademede yapılması gerekenler var. Kırmızı uyarı verilirse o bölgede, insanların olmaması gerekir. Hemen insanlar uzaklaştırılır. Japonya’da, Endonezya’da, Güney Amerika ve Kuzey Amerika’da volkanların çevresinde bulunan yerleşim alanlarında bu şekilde hareket ediliyor.”
“Bir yanardağ ne kadar süre aktif kalıyor?” sorusunun belli bir yanıtı yok. Çünkü bir yanardağın birkaç milyon yıl boyunca aktif kalabildiği biliniyor. Prof. Dr. Ersoy, “Etna aşağı yukarı 500 bin seneden beri aktif. Bunu çıkardığı küller ve lavlara yapılan yaşlandırma testlerinden anlıyoruz. Dolayısıyla hemen bitmeyecek; bundan emin olabiliriz” diyor.
Türkiye’nin “suskun” volkanları
Türkiye sınırları içerisinde de 13 volkan bulunuyor. Ancak bunlar dünyada örneklerini gördüğümüz volkanlar gibi hareketli değil. Prof. Dr. Ersoy, ülkemizdeki volkanları şöyle anlatıyor:
“Türkiye’de sönmüş değil, suskun volkanlarımız var. Bunlar tarihte faaliyete geçmiş. Oluşum mekanizması devam ediyor. Zamanı geldiğinde tekrar faaliyete geçecek volkanlar… Mesela Çatalhöyük’teki Hasan Dağı’nın 8 bin 200 yıl önce faaliyete geçtiği ve insanların oradan başka yere göç ettiğini biliyoruz. Ağrı, Nemrut ve Süphan da aktif volkanlar. Bunlar suskun ama mekanizmaları devam ediyor. Bunların gelecekteki faaliyetlerini öngörmemiz için izleme yapmamız gerekiyor.”
Geçtiğimiz aylarda Niğde’nin Bor ilçesinde yaşanan deprem büyük heyecan yaratmıştı. Bunun bir nedeni de depremin olduğu bölgede yer alan Hasan Dağı’ydı. Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Türkiye’deki volkanların suskun olmasının, her zaman suskun kalacakları anlamına gelmediğini söylüyor:
“Bor’daki depremin ardından çok büyük bir deprem meydana gelmemesi ‘Acaba aşağıda volkanik bir faaliyet, volkanik kaynaklı bir deprem mi oluyor’ diye kuşkulanmamıza sebep oldu. Çünkü, olabilir... Derinlerde ‘mağma odası’ dediğimiz yerlerde kızgın lavların olduğu bu faaliyetler devam ediyor. Volkanik kökenli bir deprem olabilir. Aynı durum Güney Ege’de de olabilir. Mesela, Rodos ve Girit’te meydana gelecek büyük bir deprem, Güney Ege’deki volkanların tekrar hareket geçmesine neden olabilir.”