İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda ölü sayısı 28 bine ulaştı. Yüzlerce ev yıkıldı, binlerce kişi yaralandı.
Yaklaşık 1,9 milyon Filistinli zorla yerinden oldu. Yerinden olanların büyük bir kısmı Gazze Şeridi'nin güneyinde Mısır sınırında yer alan Refah kentine sığındı.
Tel Aviv yönetimi saldırıları durdurmak bir yana, her geçen gün Filistin topraklarında bir başka bölgeyi hedef alıyor.
Beyaz Saray ise bir yandan "Refah'a yönelik askeri operasyonu bir felaket olur" derken, diğer yandan İsrail ordusuna silah sağlamaya devam ediyor.
Endişeler yerini eyleme bırakamıyor, akan kan durmuyor
Beyaz Saray’da yüzler değişiyor, sesler değişiyor, görevler ya da cinsiyetler de değişiyor.
Değişmeyen tek şey ise endişeler.
15 yıl önce 2008 yılında İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda, Beyaz Saray sözcüsünün, bugün yapılan açıklamaların aynısını yaptığı görülüyor.
"Ateşkes hemen yeniden uygulanmalı. ABD ayrıca Gazze’deki insani durumun şartlarından endişe duyuyor. Ve ilgili tüm tarafların Gazze halkına ihtiyaç duydukları insan malzemelerini ulaştırmak için çalışmasını istiyoruz." diyor.
Çeyrek asır sonra ise aynı açıklama farklı bir yüzden geliyor.
Yeni sözcü "Tüm terör eylemlerini, şiddeti ve İsrailli yerleşimcilerin Batı Şeria’daki saldırıları da dahil sivillerin hedef alınmasını tutarlı ve kesin bir şekilde kınıyoruz." diyor.
Yıllardır Gazze için endişelenen Beyaz Saray, İsrail ordusuna verdikleri silahları herhangi bir koşula bile bağlamıyor.
Dünyanın bitmek bilmeyen bu endişesi, eyleme dönüşmediği için, Gazze’de çocuklar çamurlu su içmek zorunda kalıyor.
Birleşmiş Millerler de aynı durumda
Savaşı önlemek, barışı sürdürmek, ülkeler arası dostluğu artırmak ve iş birliği sağlamak amacıyla kurulan Birleşmiş Milletler de (BM) dünyadaki gelişmeleri özellikle son 10 yıldır sadece kaygıyla takip ediyor.
Ancak bu kaygı, yaşanan insan hakları ihlallerinin önüne geçemiyor.
Gazze için sürekli endişe ve kaygı dile getiren BM’de Çin, Fransa, Rusya, ABD ve İngiltere’nin karar ve veto yetkisi, örgütün görevini yerine getirememesinde en büyük etken olarak görülüyor.