31 Ekim-12 Kasım'da düzenlenecek BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı'na (COP26) yaklaşık 140 lider katılacak.
Zirvede, küresel sıcaklık artışının yüzyıl sonuna kadar 2 santigrat derecenin altında tutulması, hatta 1,5 derece ile sınırlandırılabilmesi için 2050'ye kadar sıfır karbon emisyonu hedefine nasıl ulaşılacağı masaya yatırılacak.
İklim değişikliyle mücadele için 2015'te varılan 197 ülkenin imzaladığı Paris İklim Anlaşması'na göre ülkelerin ulusal iklim eylem planlarını her 5 yılda bir güncellemeleri gerekiyor.
İklim krizinin önlenebilmesi için son şans
Birleşmiş Milletler Çevre Programının (UNEP) son raporu ise mevcut taahhütlerle iklim hedeflerine ulaşılamayacağını gösteriyor.
Bu nedenle COP26, insanlığın karşı karşıya olduğu iklim krizinin önlenebilmesi için son şans olarak görülüyor ve hükümetlerden iklim taahhütlerini artırmaları bekleniyor.
Bilim insanları, her yıl rekor seviyelere çıkan sıcaklıklar, orman yangınları, kuraklık ve seller nedeniyle yaşanması giderek zorlaşan dünyanın, iklim değişikliğiyle mücadele edilmezse tam anlamıyla felakete sürükleneceği uyarısını yapıyor.
2030'a kadar sera gazı emisyonlarında yüzde 55 kesinti
Küresel sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılabilmesi için sera gazı emisyonlarının 2030'a kadar yüzde 55 azaltılması gerekiyor.
Asıl sorun da ülkelerin karbon emisyonlarını nasıl azaltacağı konusunda başlıyor ve tartışmalar bu eksende sürüyor.
G20 ülkeleri, küresel sera gazı emisyonların yüzde 80'inden sorumlu tutuluyor ve dünyayı en çok kirleten ülkelerin başında Çin geliyor.
İlk onda ise Çin'in ardından sırasıyla ABD, Hindistan, Rusya, Japonya, Almanya, İran, Güney Kore, Suudi Arabistan ve Endonezya yer alıyor.
UNEP'e göre ise en fazla sera gazı üretenler arasında Çin, ABD ve Avrupa Birliği (AB) bulunuyor.
Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, sular altında kalma riskiyle karşı karşıya olan ada devletleri ise doğal olarak iklim kriziyle mücadelede dünyayı en çok kirleten ülkelerin başı çekmesini bekliyor.
Çin ve Rusya'nın sıfır karbon hedefi 2060
ABD, AB ve İngiltere, 2050'ye kadar sera gazı emisyonlarını sıfıra indirme taahhüdü verirken; en fazla sera gazı üreten Çin ve Rusya ise sıfır karbon salımı için 2060'ı hedefliyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, iklim hedeflerinin karşılanabilmesi için Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkelerinden 2030'a kadar kömür kullanımına son vermelerini, diğer ülkelerden ise 2040'ta kömür kullanımını bırakmasını istiyor.
Kömürle çalışan santrallerin 2030'dan önce kapatılması gerek
İklim analizleri yapan "TransitionZero" isimli düşünce kuruluşunun son raporuna göre, küresel sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılabilmesi için kömürle çalışan yaklaşık 3 bin elektrik santralinin 2030'dan önce kapatılması gerekiyor.
İklim finansmanı da ele alınacak
Zirvede ele alınacak konulardan biri de "iklim finansmanı" olacak.
Küresel ısınmadan en çok etkilenen az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, iklim kriziyle mücadele ve iklim adaptasyonu için finansal yardıma ihtiyaç duyuyor.
Gelişmiş ülkeler, 2009'da az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere her yıl 100 milyar dolar iklim finansmanı sağlanması konusunda anlaşsa da şimdiye kadar bu hedef karşılanamadı.
Uzmanlar ise söz konusu finansmanın sağlanamamasının iklim hedeflerini tehlikeye atacağı uyarısında bulunuyor.
- Küresel ısınma engellenemezse dünyayı nasıl bir tehlike bekliyor?
Küresel sıcaklıklar, Sanayi Devrimi'nden beri halihazırda 1,1 derece arttı ve "son 10 yıl, dünya tarihinin en sıcak 10 yılı" olarak kayıtlara geçti.
2021'de yangınlar, seller ve hava sıcaklıkları rekor seviyelere ulaştı.
Sıcak hava kaynaklı ölümler iki katına çıkabilir
Küresel sıcaklı artışı 1,5 derece ile sınırlandırılamazsa, BM Hükümetler Arası İkim Değişikliği Paneline göre (IPCC) 420 milyon kişinin daha aşırı sıcak hava dalgalarına maruz kalacağı, sıcak hava kaynaklı ölümlerin ise iki katına çıkacağı tahmin ediliyor.
2 derecelik sıcak artışının ise böcek türlerinin yüzde 18'inin, bitkilerin yüzde 16'sının ve omurgalıların yüzde 8'inin yaşam alanlarının yarısını yok edeceği öngörülüyor.
Milyonlarca kişi su baskınlarıyla karşı karşıya kalacak
1,5 derece yerine 2 derecelik küresel sıcaklık artışı ise okyanuslarda asitlenmenin artması, oksijenin tükenmesi ve ölü bölgelerin artması anlamına gelecek. Bu durum ise okyanuslardaki canlı türlerini tehlikeye atacak, mercan kayalıklarının yok olmasına neden olacak ve balıkçılığı etkileyecek.
Bu yüzyılın sonuna kadar deniz seviyelerinin en az 10 cm daha fazla yükselmesi ise milyonlarca kişiyi su baskınları ile karşı karşıya bırakacak.
1 milyar kişi iklim mültecisi olabilir
BM'ye göre, bugün 500 milyon kişi çölleşmenin meydana geldiği bölgelerde yaşıyor ve bu bölgelerde yaşayanlar her geçen gün iklim değişikliğinden daha fazla etkileniyor.
2050'ye kadar 1 milyar kişinin ise iklim mültecisi olabileceği tahmin ediliyor.
İklim değişikliği, gıda güvenliğini de tehdit ediyor
Uzmanlar, iklim değişikliğinin sel, su kıtlığı ve gıda güvensizliğini de beraberinde getireceği konusunda uyarıyor.
Dünya nüfusunun 2050'ye kadar 10 milyara ulaşması bekleniyor ve bu da beslenmesi gereken 3,4 milyar insan daha anlamına geliyor.
Tarım üretiminin artırılması gerekiyor
BM Gıda ve Tarım Örgütüne göre ise gıda ihtiyacının 2050'ye kadar en az yüzde 70 artacağı göz önünde bulundurulduğunda dünya genelinde tarım üretiminin de artırılması gerekiyor.
Ancak bilim insanları, iklim değişikliğinin etkileri, yüksek sıcaklıklar, aşırı hava koşulları, kuraklık, artan karbondioksit seviyeleri ve deniz sevilerinin yükselmesinin gıda kaynaklarını tehdit ettiği konusunda uyarıyor.