Savaşlar, çatışmalar, kuraklık, kıtlık, hastalıklar ve afetler…
Her gün yaklaşık 10 bin çocuk bu sebeplerden ailesini kaybediyor.
Dünya üzerinde aile korumasından uzak olan çocuk sayısı çok fazla. Yüz binlerce çocuğun can güvenliği, beslenme ve barınma sorunu var.
"Bugün dünyadaki yetim sayısı yaklaşık 400 milyon"
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Ali Maskan, "Yetim çocukların yaşadığı ülkelerin hemen hemen birçoğunda çocukların kayıt altına alınması söz konusu değil. Çocukların kayıtları yok. Kayıtları olmayan çocuklarla ilgili de istatistiki bilgiler bulmak çok zor. Bu nedenle gayri resmi rakamlara göre bugün dünyadaki yetim sayısının yaklaşık 400 milyon olduğu söyleniyor. Bu gerçekten çok ürkütücü ve korkutucu bir rakam. Bu çocuklar genellikle Güneydoğu Asya ve Pasifik bölgesinde, Afrika bölgesinde ve Latin Amerika bölgesinde yaşıyor." dedi.
"200 milyona yakın çocuk sokakta yaşamak zorunda"
Yetim Vakfı Başkanı Murat Yılmaz ise, "Baktığımız zaman bu 400 milyon çocuğun yarısı, 200 milyonu herhangi bir aile ve kurum koruması olmadan sokaklarda yaşamak durumundalar. Sokakta yaşamak demek ne demek? Organ mafyaları, fuhuş mafyaları, dilenci şebekeleri, savaş ağları, madde bağımlılığıyla ilgili ya da bambaşka amaçları olan sokak çeteleri... Bunların kıskacına düşmek demek, fuhşa batmak demek, sağlıklı bir düzenli bir yaşamın olmaması demek. Eğitim imkanları, sağlık imkanlarının sosyal çevrenin olmaması demek." ifadelerini kullandı.
En temel sebep savaş
Yetim çocukların çoğu savaş ve krizlerin yaşandığı coğrafyalarda hayatlarını sürdürüyor. Ancak kitlesel göçler olduğunda bu durumdan refakatçisi olmayan çocuklar da etkilenip, yer değiştirebiliyor. Ya da çeşitli grup ve örgütler tarafından kaçırılıyor.
Murat Yılmaz, "İstatistiklere göre senede 4 milyon kişi kaçırılıyor bu 4 milyon kişinin iki buçuk milyonunu çocuklar oluşturuyor ve kaçırılan çocukların iki buçuk milyon çocuğun 1 milyon 100 bin kadarı fuhuş mafyaları tarafından kaçırılıyor." dedi.
Ali Maskan ise değerlendirmelerine şu sözlerle devam etti:
"Terör örgütlerinin kaçırdığı hatta savaş sırasında yakalanan esir edilen çocuklar var. Resmi rakamlara göre 93 bine civarında çocuk asker olarak çalıştırılıyor. Gayri resmi rakamlara göre bu 300 bine kadar çıkıyor. Bunlar her türlü alanda kullanılıyor maalesef. Askerlerin günlük ihtiyacını karşılama, hizmetçilik getir götür işleri. Bazıları bombalama, canlı kalkan olarak kullanma da dahil olmak üzere birçok alanda çocuklar, teröristler tarafından kullanılıyor."
En az 218 milyon çocuk işçi var...
Korumasız çocukların yaşadığı acı tablo verilere de yansıyor.
Uluslararası Çalışma Örgütünün yayınladığı rapora göre dünyada en az 218 milyon çocuk işçi var ve bunların en az 73 milyonu tehlikeli işlerde çalıştırılıyor.
Avrupa Birliği Polis Teşkilatı da gelen 63 bin mülteci çocuğun 10 bin kadarının Avrupa’da kaybolduğunu duyurdu.
"Belki 100 binlerin üzerinde çocuk Avrupa'da kayıp"
Murat Yılmaz, kayıp çocuklara ilişkin şunları söyledi:
"Avrupa da işte geçtiğimiz yıllarda işte 10 bin kayıp çocuk sonra 18 bine çıktı. Ama rakamlar bunun çok çok üzerinde. Belki 100 binlerin üzerinde çocuk Avrupa'da kayıp. Bu çocuklar hangi mafyalar tarafından kaçırılıyor? Belki kiliseler tarafından alınıp burada ailelere verilip Hristiyanlaştırılıyorlar ya da bu çocuklar köle işçiler haline getiriyorlar."
İstismara açıklar
Mülteci, yetim veya refakatsiz çocuklar her türlü istismar, horlanma, kültürel ayrımcılığa uğruyor. Bunun dışında çocuklar, asimilasyon politikalarına maruz kalıyor.
Yetim çocuklara yardım götüren ilk 10 kuruluşun 8'ini ABD merkezli misyonerler oluşturuyor. Bu kuruluşlar dünya genelinde 120 milyondan fazla yetime ulaşıyorlar.
"Din, dil ve ırk ayrımı olmaz"
Ali Maskan, "Çocuklarla ilgilenirken uluslararası sözleşmelerde böyledir aslında din, dil ve ırk ayrımı yapmaz. Her çocuğa eşit muamele. Ama bir Müslüman topluma gidip de bir Müslüman toplumda bir yetimhane açarak o çocukları Hristiyan olarak yetiştirmek misyonlar aracılığıyla Hristiyan olarak yetiştirmek ise ahlaki bir şey değil. Bunlar bugün çok sıkça karşılaştığım şeyler maalesef ve Batılılar bunu çok rahat bir şekilde yapabiliyorlar." dedi.
Kamera: Mustafa Oğuz
Kurgu: Ufuk Özenateş