Merkezi Midilli Adası’nda (Lesvos) bulunan "Legal Centre Lesvos (LCL)"den yapılan açıklamada, AİHM’e Yunan devleti aleyhinde 12 Nisan'da sunulan dava dosyasında, Ege’de Yunan sahil güvenlik birimlerinin ülkeye gelen mültecileri geri itme operasyonlarının konu edildiği belirtildi.
Dava konusu olan ve 2020’de yaşandığı aktarılan olayda, Yunan makamlarının Ege’de kötü hava koşulları nedeniyle yardım çağrısında bulunan bir balıkçı teknesindeki yaklaşık 200 düzensiz göçmene şiddet uygulayarak denize terk ettiği vurgulandı.
Girit Adası yakınlarında 20 Ekim 2020'de batma tehlikesi geçiren teknenin Yunan makamlarının yönlendirmesiyle Yunan kara sularına çekildiği, teknedeki aralarında hamile bir kadın ve en az 40 çocuğun bulunduğu yaklaşık 200 mültecinin Yunan sahil güvenlik botlarından gelen yüzleri maskeli siyah üniformalı kişilerce şiddet uygulanarak soyulduktan sonra can yeleği ve motoru bulunmayan küçük botlara bindirilerek, Türkiye kıyılarına terk edildiği kaydedildi.
Yunan makamlarının zor durumda bulunan balıkçı teknesindeki yolculara yardım konusunda yalan söyleyerek kandırdığı, 24 saat aç ve susuz beklettikten sonra "sinsice ve önceden planlanmış şekilde" toplu halde Türkiye’ye ittiği vurgulandı.
LCL’nin Yunanistan aleyhinde açtığı 5'inci dava
Yunan güvenlik görevlilerin daha önce de Yunanistan’a gelen mültecileri işkence ve küçük düşürücü uygulamalara maruz bıraktığı, hiçbir güvenlik önlemi ve yardım çağırma imkanı olmaksızın denize terk ettiği belirtilen açıklamada, söz konusu davanın LCL’nin bu konuda Yunanistan aleyhinde açtığı 5'inci dava olduğuna dikkat çekildi.
Yunanistan'ın Avrupa’da toplu geri göndermeleri yasaklamayan az sayıda ülke arasında yer aldığı, Yunan hukuk sisteminin geri itmelerden kaynaklanan uluslararası hak ve insan hakları ihlallerine karşı yeterli koruma sağlamadığı belirtildi.
AİHM'e LCL avukatlarınca şiddet uygulanarak geri itilen 200 kişilik grupta yer alan 11 Suriye vatandaşını temsilen sunulduğu aktarılan dava dosyasında, Yunan makamlarının Ege’deki toplu geri itme operasyonlarıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özgürlük, güvenlik hakları, iltica ve geri gönderilmeme hakkı, yaşam hakkı, işkence ve insanlık dışı ya da küçük düşürücü uygulamanın yasaklanmasıyla ilgili maddelerini ihlal ettiği belirtilerek Yunan devletinin cezalandırılmasının istendiği kaydedildi.