Yunanistan azınlık haklarına bugüne kadar hiç saygı göstermedi. Lozan Anlaşması ile garanti altına alınmış hakları tanımadığı gibi, Türk azınlığın elindeki imkanları da alıyor. Eğitim bu durumun en net görünür olduğu alanlardan biri.
Yunanistan, yıllardır öğrenci azlığını bahane ederek onlarca okulun kapısına kilit vurdu. Çok değil 13 yıl önce Batı Trakya’da 194 azınlık okulu vardı. Bugün bu sayı sadece 90'a düştü.
150 bin Türk nüfusuna sahip Yunanistan’da sadece temmuz ayından bu yana 9 azınlık okulunun daha kapatılmasına karar verildi. Rodop’ta 7, İskeçe’de ise 2 Türk azınlık ilkokulu kapatıldı.
Türkiye’de ise hiç kayıtlı öğrencisi olmamasına rağmen azınlık statüsünde olduğu için kapatılmayan birçok Rum okulu mevcut.
Batı Trakya Türkleri ikili eğitim dayatmasına karşı eylem yaptı
Kapatılan okullarda eğitim alan öğrencilerin ise sadece iki seçeneği var. Ya daha kalabalık sınıflara sıkışıp başka azınlık okuluna gidecekler ya da Yunanistan’ın devlet okullarına.
Yunanistan’ın amacı ailelerin ikinci tercihi seçmesi ancak Türkler çocuklarını devlet okuluna göndermek istemiyor. Bu durum, açık olan okullarda sınıfların kalabalıklaşmasına neden oluyor. Yunanistan bu durumdan da kendi politikalarını uygulamak için fırsat çıkardı, zaten mağdur ettiği öğrencilere bu kez de ikili eğitimi dayattı.
Yunanistan’da okullar sabah başlıyor, 14.00'e kadar tekli eğitim yapıyor. Azınlık okullarında ise sabah ve öğlen ikili eğitim yapılıyor. Türk okullarına uygulanan bu çifte standart tepkilere neden oldu. 18-29 Eylül arasında Türk öğrenciler ve aileleri İskeçe’de “tekli eğitim” için 11 gün boyunca eylem yaptı.
Yunan yönetimi, eylemin bitmesi için uzlaşmış gibi görünse de eğitimde tekli sisteme geçilmesini engellemek için yeni yollar bulması uzun sürmedi.
Yunanistan sınıfları kapatarak ikili eğitime zorluyor
Bu kez buldukları yöntem sınıf kapatmak oldu. İskeçe Azınlık Ortaokul ve Lisesi’nin bodrum katındaki sınıflar şartlara uymadığı gerekçesiyle kapatıldı. Oysa tütün deposundan bozma okulun restorasyonu için yapılan başvurular her seferinde reddedilmişti.
İskeçe Azınlık Ortaokul ve Lisesi Encümen Heyeti Başkanı Ahmet Kara’ya göre, Yunan makamlarının niyeti sorunu çözmek değil, eğitim hakkını engellemek için sürekli gerekçeler üretmek.
“Eylem, yetkililerle yapılan görüşmeler neticesinde sadece sabahçı eğitim yapılması konusunda mutabakat sağlanmış olmasından dolayı sonlandırıldı. Ancak, daha sonra ortaöğretim müdürünün sözlü talimatıyla bodrum katındaki 5 sınıfın kullanılamayacağı bildirildi ve öğrencilerin 20 sınıfa sıkıştırılması talimatı ile durum daha da karmaşık hale geldi.”
Ahmet Kara, meselenin sadece okul kapatmaktan ibaret olmadığının altını çiziyor. Açık olan okullar için de durum parlak değil. Kara diğer sorunlardan bazılarını şöyle anlatıyor:
“Türkiye mezunu öğretmenlerin atanmıyor olması, Türkiye’den gelen öğretmenlerin sayılarının çok az olması. Türkiye’den gelen kitapların dağıtımına ilişkin iznin çok geç verilmesi. Türkiye’den gelen kitapların içeriğinin güncelleştirilmesinin çok zor şartlara bağlanmış olması.”
“Anaokulu açma girişimlerine cevap dahi verilmedi”
En önemli sorunlardan biri de kuşkusuz anaokulları, daha doğrusu anaokulunun olmaması... Yunanistan’da 2008 yılından beri zorunlu eğitim 10 yıl olsa da (1+6+3) hiçbir azınlık anaokulunun bulunmadığına vurgu yapan Kara, “Bu konuda özel anaokulu açma girişimlerine ise cevap dahi verilmemiştir” diyor.
Rum nüfusu 2 bin olan Türkiye’de ise bünyesinde anasınıfı olan 2 tane Rum ilkokulu mevcut.
"Fatih'in bizlere mirası olan bu kucaklayıcı tavrımızı her alanda muhafaza ediyoruz"
8 Ekim’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi'nin açılışına katılmış ve önemli mesajlar vermişti.
Erdoğan, Vakıflar meclisine azınlık temsilcisinin seçilmesiyle bütün vakıfların, sorunlarını devletin en üst kademesine kolayca iletme imkanı bulduğuna dikkat çekerek şunları söylemişti:
“Biz de her ramazanda cemaat vakıflarının temsilcileriyle iftar soframızda bir araya geliyor, sıkıntılarını ve taleplerini bizzat kendilerinden dinliyoruz. Balkanlar ve Batı Trakya'daki kardeşlerimize yönelik ayrımcılık artarak devam etse de biz, farklı inanç gruplarına karşı asla böyle bir yola tevessül etmedik, edilmesine de izin vermedik. Hiçbir şekilde bazı ülkelerle ikili ilişkilerimizde zaman zaman yaşanan anlaşmazlıkların vatandaşlarımızı etkilemesine müsaade etmiyoruz. Sultan Fatih'in bizlere mirası olan bu kucaklayıcı tavrımızı eğitim başta olmak üzere her alanda muhafaza ediyoruz."
“Bu okulları, devletimizin resmi okullarından ayrı tutmuyoruz”
Türkiye'de azınlıklara ait toplam 58 okul bulunduğunu söyleyen Erdoğan, bu okulların devlet okullarından ayrı tutulmadığını vurgulamıştı.
"2013 yılında Süryanilerin de anaokulu açmasını temin ettik. Aynı şekilde yine bu bölgede talep edilen bir okul konusunu da inşallah yaklaşık iki dönüme yakın bir arazinin tahsisiyle o adımı da atmış olacağız. Bu okulları, devletimizin resmi okullarından ayrı tutmuyoruz. Ücretsiz kitaplardan diğer teşviklere kadar her türlü desteği kendilerine sunuyoruz.”