Lübnan'daki Yakıt Dağıtım Şirketleri Temsilcisi Fadi Ebu Şakra yerel basına yaptığı açıklamada, yakıt stoklarında ciddi düşüş olduğunu açıkladı. Yetkili, benzin istasyonlarında tümüyle pompaların kapanmaması için hızla harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Halihazırda ülkedeki tüm benzin istasyonlarının mevcut stoklarını kullandığını söyleyen Ebu Şakra, "Yakıtın tümüyle bitmesine çok yaklaştık" uyarısını yaptı.
Bunun ertelenmeye gelmeyecek bir mesele olduğunun altını çizen Ebu Şakra, ilgili makamlarla iletişimlerini sürdürdüklerini aktardı.
Devletin desteklediği yakıt yasa dışı yollarla Suriye'ye gidiyor
Son 30 yılın en büyük ekonomik krizinin yaşandığı Lübnan'da devlet, günlük tüketilen 12 milyon litre civarındaki akaryakıtı Merkez Bankası üzerinden yüzde 85 sübvanse ediyor.
Lübnan Enerji Bakanı Rimun Gacar nisan ayında yaptığı açıklamada, fiyat farkı nedeniyle benzinin yasa dışı yollarla Lübnan'dan Suriye'ye götürüldüğünü belirtmişti.
Ekonomi uzmanları da Lübnan Merkez Bankası sübvansiyonu sürdüğü sürece Lübnan-Suriye sınırındaki akaryakıt kaçakçılığının durmayacağına dikkat çekiyor.
Kriz öfkeye neden oluyor
Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan ekonomisi, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük krizi yaşıyor.
Lübnan'da gıda, ilaç ve akaryakıt gibi temel ihtiyaç maddeleri dolarla ithal edildiği için karaborsadaki kur, doğrudan hayat pahalılığına yol açıyor.
Ülkede ekonomik kriz nedeniyle kötüleşen hayat koşulları ve yerel para birimindeki değer kaybı, birçok bölgede yolları kapatma eylemleriyle protesto edilmişti.
Hükümet halen kurulamadı
Beyrut Limanı'nda 2020'nin ağustos ayında meydana gelen büyük patlama da ekonomik sıkıntıları büyütürken yeni bir hükümet krizi doğurmuştu.
Başbakan Hassan Diyab hükümeti, patlama sonrası gelen tepkiler üzerine 10 Ağustos 2020'de istifa etti ancak aradan neredeyse 1 yıl geçmesine rağmen, siyasi gruplar arasında yaşanan anlaşmazlıklar yüzünden ülkede yeni hükümet kurulamadı ve kısa vadede kurulacak gibi de görünmüyor.
Siyasi güçler ile yöneticileri ülkedeki ekonomik krizin sorumlusu olarak gören halk, uzun yıllardır iktidarı paylaşan mezhepsel siyasi partilerin yer almadığı, teknokratlardan oluşan küçültülmüş bir hükümetin kurulmasını istiyor.