Türkiye’de bulunan Azerbaycan Türkleri, Ermenistan’ın işgali altındaki Dağlık Karabağ’da 31 Mart’ta düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerine tepkili.
Türkiye'de yaşayan Azerbaycanlılar adına yapılan açıklamada, “Azerbaycan'ın işgal altındaki bölgelerinde yaratılan sözde devlet, dünyanın pandemi ile uğraştığı zamanda sözde cumhurbaşkanlığı seçimleri düzenleyip 21 Mayıs'ta Şuşa'da yemin töreni yapmaya hazırlanarak, uluslararası hukuk, barış ve istikrar için bir tehdit oluşturmaktadır ve bu Azerbaycan'a karşı bir provokasyondur” denildi.
"Biz, Azerbaycan'ın uluslararası hukuk tarafından tanınan toprak bütünlüğüne aykırı olarak geçirilmiş sahte cumhurbaşkanlığı seçimleri ve yemin törenlerini kabul etmiyoruz. Türkiye'de yaşayan Azerbaycanlılar, Azerbaycan topraklarında, bunu özellikle Hocalı faciasında sivilleri öldüren işgalci, bölücü rejimin ve Ermenistan'ın suç faaliyetlerinin devamı olarak kabul ediyor ve bu kışkırtıcı eylemleri şiddetle kınıyoruz."
"Karabağ, Azerbaycan’dır"
Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğu ve burada düzenlenen seçimlerin uluslararası hukuka aykırılığına vurgu yapılan açıklamaya şöyle devam edildi:
"Bazı devletler ve uluslararası örgütler Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü desteklediklerini ve Dağlık Karabağ Cumhuriyeti denilen sözde devletteki seçimleri tanımadıklarını söyleyerek sözde seçim şovunu kınadılar. Avrupa Birliği, AGİT, NATO, İslam İşbirliği Teşkilatı, Katılmama Harekatı, Türk Konseyi, GUAM, Avrupa Parlamentosu, TURKPA, yetkili medya ve önde gelen bireyler de dahil olmak üzere dünya çapında birçok ülke, bu sözde seçimi sabotaj olarak nitelendirdi. Onlar, Kafkasya'da barış ve istikrara yönelik sorumsuz siyasi adımı, sorunun barışçıl yollardan çözülmesinin önünde ciddi bir engel ve uluslararası hukuka bir tehdit olarak nitelendirerek, bu sözde seçimleri ve sonuçlarını yasa dışı ilan ettiler. Sadece Ermeni liderliği, çakma rejimler ve Ermeni lobisi tarafından desteklenen, başka hiçbir uluslararası örgüt veya ülke tarafından tanınmayan sözde rejim tarafından düzenlenen sözde seçimler uluslararası hukuka aykırıdır."
"Ermenistan barış görüşmelerinde uluslararası toplumu kandırmaya çalışıyor"
Azerbaycan Türkleri, bu adımın aynı zamanda, Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ sorununun çözümüne dair yürütülen müzakereleri de kötü etkilediğine dikkat çekti.
"Diğer tarafın gerçek niyetini bir kez daha ortaya koyuyor ve sorunu çözmeyi amaçlamıyor. Yasa dışı bir parlamento tarafından hileli seçim yapılması, Ermenistan'ın barış görüşmelerinde uluslararası toplumu kandırmaya çalıştığını kanıtlıyor. Bu nedenle dünya güçleri ve uluslararası örgütler, Ermenistan’ı uluslararası hukuk normlarına uymaya zorlayarak daha ciddi baskı ve yaptırımlar uygulamalıdır. Bölücü rejimin sahte cumhurbaşkanının yemin törenine izin verilmemesini ve Ermenistan'ın bu suç eylemine verdiği desteği durdurmak için derhal müdahale etmenizi istiyoruz."
Dağlık Karabağ sorunu
Dağlık Karabağ sorunu, Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecinde Ermenilerin bu bölgelerde hak iddia etmesiyle başladı. Ermeniler, 1991'de Hankendi'yi, 1992'de Hocalı ve Şuşa'yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere'yi de ele geçiren Ermeniler, 1993'te Ağdam'a girdi. Ağdam'ı, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerinin işgali izledi.
Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si işgal edilirken, 1 milyona yakın insan da yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kaldı.
Azerbaycan ve Ermenistan, 4-5 Mayıs 1994'te Kırgızistan’ın başkenti Bişkek'te Bağımsız Devletler Topluluğu Parlamentolararası Meclisi, Kırgızistan Parlamentosu, Rusya Federal Meclisi ve Dışişleri Bakanlığının inisiyatifiyle "Bişkek Protokolü" olarak bilinen ateşkes anlaşmasını imzaladı. Ancak ateşkes kağıt üzerinde kaldı ve çatışmalarda binlerce asker öldü.
Minsk Grubu, Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığı ve Dağlık Karabağ sorununun barışçıl yollarla çözülmesini teşvik ve taraflar arasında aracılık etmek amacıyla 1992'de kuruldu.
Eş başkanlığını Rusya, Fransa ve ABD'nin yürüttüğü Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu, aradan geçen 28 yılda birçok girişimde bulunmasına rağmen Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik somut neticeler elde edemedi.