Suriye'nin kuzeyindeki bölgeleri etkisi altına alan dondurucu soğuklar ve kar yağışları, yerinden edilmiş yüz binlerce sivilin hayatını daha da zorlaştırdı.
Esed rejimi ve destekçilerinin saldırıları yüzünden yerinden edilmiş yaklaşık 30 bin sivile kucak açan İdlib'in güneybatısındaki Hırbat Ec-Cevz beldesi, soğuk hava ve etkili kar yağışlarına teslim oldu.
Bölgede, sivillerin sığındığı çadırlar beyaz örtüye bürünürken, zarar gören bazı çadırlar ise yıkıldı. Soğuk havalara karşı çetin bir sınavdan geçen siviller, ısınma yolları arıyor.
Çocuklarını ısıtmak isteyen aileler, çareyi beraberlerinde getirdikleri kıyafetleri yakmakta buluyor.
"Çadırların bir kısmı yıkıldı"
Hırbat Ec-Cevz Kampı sakinlerinden Musa Ebu Reşit, sığındıkları bölgenin dondurucu soğuklar ve yoğun kar etkisi altında olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Yoğun kar yüzünden çadırların bir kısmı yıkıldı, yollar kesildi. İhtiyacını karşılamak isteyenler, çadırlarından çıkamıyor. Çocuklar okullara gidemiyor. Aslında en büyük sorun, buradaki insanların ısınmaları için gerekli malzemelerinin bulunmaması. Zor kış şartları, ailelerin çilesini artırıyor."
Kar yağışlarından önce çadırlarda yaşan ailelerin, topladıkları odunlarla ısındığını vurgulayan Ebu Reşit, "Şu an odun yok, akaryakıt fiyatları da çok pahalı. Allah'tan, bu insanların çektiği çilenin bir gün önce bitmesini istiyoruz." ifadesini kullandı.
"Kuvvetli soğuk ve kar fırtınası yüzünden çocuklar hastalandı"
Kamp sakinlerinden Firas Ebu Muhammed de akaryakıtlarının veya kendilerini ısıtacak araçlarının bulunmadığını kaydetti.
B azı çadırların zarar gördüğünü belirten Ebu Muhammed, ilgili kurumlardan konuyla ilgili bir şeyler yapmalarını beklediklerinin söyledi.
Ebu Muhammed, tek isteklerinin kaldıkları çadırların ısınması olduğunu vurgulayarak, "Kuvvetli soğuk ve kar fırtınası yüzünden çocuklar hastalandı." dedi.
Astana anlaşmaları ve Soçi mutabakatına uymadılar
Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib, neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğinde bulunuyor. İç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib'in merkezi, 2015'te muhaliflerin kontrolüne geçti . İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.
Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu. Ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilanıyla durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden 3'ünü Rusya'nın hava desteği sayesinde ele geçirdi ve İdlib'e yoğunlaştı.
Rejim güçlerinin Eylül 2018'de askeri yığınağa hız vermesi üzerine Türkiye ve Rusya, 17 Eylül 2018'de ateşkesi güçlendirmek için Soçi'de ek mutabakata vardı.
Saldırılarına kısa bir süre ara verdikten sonra yeniden başlayan rejim güçleri, Mayıs 2019'da bölgeyi tümüyle ele geçirmek için kara operasyonu düzenledi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 10 Mayıs 2019'da yaptığı açıklamada, rejim unsurlarının İdlib’in güneyine yönelik artan saldırı ve tacizlerinin 6 Mayıs’tan itibaren kara harekatına dönüştüğüne dikkati çekmişti. Rejim ve destekçileri bu tarihten itibaren, Kefrenbude, Han Şeyhun, Maraatinüma n, Serakib gibi büyük ilçelerin yanı sıra İdlib'in güneyi ve güneydoğusu, Hama'nın kuzey ve doğu kırsalı ile Halep'in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi yoğun topçu ve hava saldırıları neticesinde ele geçirdi.
Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib'e saldırılarında 1800'den fazla sivil can verdi. Ocak 2019'dan bu yana ise Suriye-Türkiye sınırı yakınlarına göç edenlerin sayısı 1 milyon 794 bine ulaştı.