Estonya ve Litvanya Rusya'yı ''soykırım'' yapmakla suçladı

Euronews'in haberine göre, Estonya Meclisinde yapılan oylamada, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı "Ukrayna halkına yönelik soykırım" olarak kabul edilerek diğer ülkelere ve uluslararası örgütlere de aynı tutumu sergilemeleri çağrısında bulunuldu.

Meclis Başkanı Jüri Ratas, yaptığı yazılı açıklamada, Rus silahlı kuvvetleri tarafından Ukrayna'da halka karşı sistematik ve büyük çaplı suçlar işlendiğine işaret ederek bu suçların Rusya Federasyonu'nun politik ve askeri liderliğiyle ulusal propaganda yetkilileri tarafından teşvik edildiğini belirtti.

Ratas, Rus askerlerinin suçları arasında "cinayetler, zorla kaybetmeler, sürgünler, hapisler, işkenceler, tecavüzler ve cesetlere saygısızlıkların" bulunduğunu vurguladı.

Estonya'nın Ukrayna halkının özgürlükleri için verdiği savaşa derin saygı duyduğunu aktaran Ratas, bu mücadeledeki kayıplar ve kurbanları da andıklarını vurguladı.

''Rusya suçların hesabını vermeli''

Mecliste ayrıca, yabancı devletlerin "saldırganlık, soykırım, insanlığa karşı suç veya savaş suçlarıyla" bağlantılı sembolleri taşıyan kişilere 32 bin euroya kadar para cezası öngören yasa teklifi kabul edildi.

Estonya'nın Kiev Büyükelçisi Mariana Betsa, meclisin adımını "tarihi bir karar" olarak değerlendirdi.

Betsa, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, Rusya'nın "korkunç suçlarının hesabını vermesi gerektiğini" belirtti.

Litvanya da Rusya'yı "soykırımla" suçladı

Litvanya Meclisinden yapılan yazılı açıklamada da Rusya'nın Ukrayna halkına soykırım uyguladığına dair kararın kabul edildiği bilgisi yer aldı.

Kararda, Ukrayna halkıyla dayanışma içerisinde olunduğu vurgulanırken bu kararın kabulüyle Ukrayna genelinde Rusya Federasyonu tarafından işlenen savaş suçlarını soruşturma çabalarına destek olunmak istendiği kaydedildi.

"Rusya'nın Belarus'un da desteği ve katılımıyla Ukrayna'yı işgalinin" şiddetle kınandığı kararda, Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğünün ihlali edildiği belirtildi.

Kararda, ayrıca, Ukrayna'yı işgalinin Rusya'nın Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine de aykırı olduğu vurgulandı.