Ölümle burun buruna yaşayan Gazzeliler güvenli bölgelere gitmek için zorlu bir yolculuğa çıkıyor. Astım ve akciğer fibrozu hastası Hanaa Daoud da evini bırakıp mülteci kampına sığınanlardan yalnızca biri...
Yıllarca yaşadığı yerden ayrılmak zorunda bırakıldı. Evinden geriye ise sadece solunum cihazı kaldı. Astım ve akciğer fibrozu hastası Hanaa Daoud mülteci kampına sığınırken yanına bir tek onu alabildi.
"Paketlemeyi düşünebildiğim tek şey solunum cihazıydı"
Ailesi ile birlikte bombaların gölgesinde güvenli bir yer bulmak için oradan oraya savrulan, insanlık onurunu hiçe sayan saldırıların yapıldığı topraklarda huzurlu bir hayatın umuduyla yaşayan Hanaa, yaşadıklarını anlattı;
İsrail işgali bizi evimizi derhal boşaltmaya zorladı. Biz de sorduk, nereye gitmeliyiz diye. Gazze'nin merkezine gitmemiz gerektiğini söylediler. Tüm mahallenin boşaltılması emredildi. Akciğerlerim için, astım ve akciğar fibrozisi hastasıyım. Zaten tiroid bezimi aldırdım ve hipertansiyonum var. Paketlemeyi düşünebildiğim tek şey solunum cihazıydı.
"Gazze'de kesinlikle güvenli hiç bir yer yok"
İnsanlar evlerine sığınırken hedef alınıyor. Evimiz. bombalandı. Bir yerden bir yere taşındık. El Maaskar bölgesinden Cebeliye'ye, El Celaa'ya, Rimal'den Askula'ya kadar roketler başımızın üzerinden uçtu. Biz de ölüme hazırlandık. Çok zorlu bir yoldu. Gazze'de kesinlikle güvenli hiç bir yer yok.
Güvenliğe ve emniyete, insana yakışır bir yaşama ve istikrara ihtiyacımız var. Diğer Arap ülkelerindeki insanlar gibi yaşamak istiyoruz. Güvenlik ve korku, dehşet ve savaşın olmadığı, normal bir şayal istiyoruz.