Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde meşruiyete sahip Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac, BM İnsan Hakları Konseyinin 43'üncü oturumuna katılmak için geldiği İsviçre'nin Cenevre kentinde değerlendirmelerde bulundu.
Son haftalarda bazı Arap ülkeleri ve uluslararası medya tarafından speküle edilen Türkiye'nin Libya'da bulunma nedenine ilişkin Serrac, "Türkiye ve Libya arasında tarihi, siyasi, toplumsal, ekonomik, güvenlik ve askeri ilişkiler... onlarca yıldır süregelen ilişkiler var. Libya ve Türkiye arasındaki ilişkiler yeni değil. Biz, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu farklı ülkelere müracaatta bulunduk. Türkiye, bizim çağrılarımıza olumlu cevap verdi." ifadelerini kullandı.
Serrac, Türkiye ve Libya'nın güvenlik ve askeri iş birliği mutabakat muhtırası imzaladığını anımsatarak muhtıranın içeriğinde eğitim, terörle mücadele ve düzensiz göçmenler gibi konuların yer aldığını söyledi.
Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in saldırılarına tepki gösteren Serrac, başta başkent Trablus olmak üzere, Libya'nın batısındaki ve diğer bölgelerdeki şehirlere saldırıların devam ettiğini dile getirdi.
"Türkiye, bize olumlu dönüş yaptı"
Serrac, "Türkiye ile bu çerçevede iş birliği yapıyoruz. Bu, Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin meşru hakkı olmakla beraber, egemenliği çerçevesinde halkımıza karşı vatani görevimizdir. Biz halkımızı bu saldırganlara karşı koruyoruz." diye konuştu.
Türkiye ve Libya arasındaki tarihi bağlara işaret eden Serrac, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye ile aramızdaki ilişkilerin bütün alanlarda derin olduğunu ayrıca vurgulamak isterim ki; bu şaşılacak bir durum değildir. Biz ABD, İngiltere, İtalya ve Türkiye’ye müracaatta bulunduk. Türkiye bize olumlu geri dönüş yaptı ve sonra bütün bu gelişmeler yaşandı."
"Bu savaşı biz istemedik, darbe girişimine karşı koyduk"
Serrac, Libya’da kalıcı ateşkes sağlamayı amaçlayan Cenevre'deki 5 5 formatındaki ortak askeri komite toplantılarının yanı sıra Hafter tarafıyla yarın Cenevre'de yapılacağı BM tarafından duyurulan "siyasi toplantıların" akıbetine de değindi.
Kendilerinin barış taraftarı olduğunun altını çizen Serrac, "Bu savaşı biz istemedik. Kendimizi, ailemizi savunmak için bu savaşa girdik. Hedefimiz olan sivil ve demokratik devlete ulaşmak için kendimizi savunduk. Meşru yönetime karşı yapılan darbe girişimine karşı koyduk." ifadesini kullandı.
Serrac, Cenevre'deki 5 5 formatındaki ortak askeri komite toplantılarının "uzun ve devam eden bir süreç" olduğunun altını çizdi.
"Hafter ve destekçileri, savaş suçu işliyor" vurgusu
Ülkesinde kalıcı ateşkes ve barışın sağlanması için yapılan görüşmelere dikkati çeken Serrac, "Geçen bunca yılda maalesef bir ortak bulamadık. Bu savaşın durdurulmasına yönelik önemli bir gelişme yaşanmadı. Bu savaşta kazanan yok, herkes kaybediyor." yorumunda bulundu.
Serrac, Libya'daki iç savaşın oluşturduğu tahribatlar nedeniyle sivillerin evini terk ettiklerini ve altyapının zarar gördüğünü vurgulayarak şunları kaydetti:
"Havaalanları yıkılıyor, limanlar bombalanıyor, göçmen sığınağı bombalanıyor. Bunların hepsi savaşın olumsuz yansımalarıdır ve savaş, bütün Libyalılara zarar veriyor. Onların işlediği suçlar, dün (BM İnsan Hakları Konseyinde) yaptığım konuşmamda da değindim gibi, savaş suçudur. Bu suçu işleyenler ve bunlara yardım edenlerden hesap sorulmalıdır."