Küresel enflasyon artışlarının rekor seviyeleri gördüğü bu dönemde piyasaların dikkati merkez bankalarının alacağı faiz kararlarında.
ABD'nin merkezi bankacılık sistemi olan FED’in faiz artışlarında agresif olacağını açıkladıktan sonra aldığı kararlar da yukarı yönde aksiyonda oldu. Bu kararların ardından dolar giderek değer kazanarak 20 yıl sonra euro-dolar paritelerinin eşitlenmesini beraberinde getirdi.
Fakat şimdi beklenen Avrupa Merkez Bankası’ın faiz atağı. 21 Temmuz’da açıklanacak kararın ve sonraki alınacak kararların FED kadar şahin olabileceği beklenmiyor. Zira, uzmanlara göre iki ekonominin de yarattığı enflasyon farklı büyüklükte.
Ekonomist Şant Manukyan ECB’nin piyasaya vereceği güvenin değerleri nasıl etkileceğini ve resesyon beklentilerini TRT Haber’e değerlendirdi.
“Beklenti 25 baz puan”
Avrupa Merkez Bankası’nın euronun değer kazanması için atacağı adımlar yarın yapılacak toplantının ardından belli olacak. Manukyan, kararın 50 baz puan artışı olarak da verilebileceğini ancak 25 baz puanın asıl beklenti olduğunu söylüyor.
“Politika faizini 50 baz puan yükseltebilir ama karmaşık bir toplantı olacak. İki tane konu var. Birincisi faiz artışı ve muhtemelen 25 baz puan yapacaktır ama 50 baz puan da yapabilir, ihtimal dahilinde.”
“Getiri makasına yönelik kontrol mekanizması da açıklanacak”
Manukyan, yarınki toplantıda en az faiz kararı kadar önemli bir ikinci kararın da açıklanmasını beklediğini belirtiyor.
“Son toplantıdan hemen sonra bir hafta içinde acil toplantı yapılmıştı. Konu da İtalyan ve Alman tahvilleri arasındaki getiri makasının açılması idi. Dolayısıyla bu toplantıda çok büyük bir ihtimalle bu getiri makasına yönelik nasıl bir kontrol mekanizması uygulayacağını da açıklaması gerekecek.”
“Piyasa ikna edilmezse euro değer kazanamaz”
Manukyan, öncelikle piyasanın bu mekanizmadan ikna olması gerektine dikkati çekiyor.
“Bu en az faiz artırımı kadar önemli bir adım. Yani ‘getiriler ECB’nin kontrolünden çıkmayacak, merak etmeyin’ mesajının verileceği bir toplantı olması lazım. Piyasa buna ikna edilmeli, ikna edilmezde faiz artışı gelse bile euro çok ciddi değer kazanamaz.”
Enerji krizi büyür mü?
Rusya doğal gazını Baltık Denizi altından Almanya'ya taşıyan Kuzey Akım 1 boru hattındaki akış, bakım çalışmaları nedeniyle durdurulmuştu. 21 Temmuz’da akışın yeniden başlaması bekleniyor fakat Rusya’nın eskisi kadar gaz vermeye devam edip etmeyeceği belirsizliğini koruyor.
"Rus gazı euro üzerinde baskı yapıyor"
Euro üzerindeki kritik olan bir diğer konu enerji krizi. Manukyan, ECB’nin faiz kararının beklenen yukarı yönlü revizyondan daha aşağıda olması halinde artışların çok sınırlı olacağı anlamına geleceğinin altını çiziyor.
“Kuzey Akım’ın bu hafta teorik olarak ama kesin değil tamiratının bitmesinin ardından aynı oranda gaz verip vermeyeceği önemli. Yani, Rusya gaz akışını ne kadar başlatacak, eski haliyle başlatacak mı ya da uzatacak mı? Dolayısıyla oradaki belirsizlik de kritik euro üzerinde.
Böyle bir belirsizlik varken ECB yukarı yönlü bir revizyonu biraz daha aşağı yönlü yaparsa faiz artışlarının çok sınırlı kalacağı anlamına gelir. O yüzden faiz artışı euro hareketini çok fazla desteklemez. İnsanlar, yükselişi satış olarak kullanırlar.”
"Eurodaki trendi çevirecek bir karar ihtimali çok zayıf"
Öte yandan, Manukyan, faiz artırımının ardından eurodaki trendin çok yükselmeyeceğini de belirterek, kısa süreli bir değişime işaret ediyor.
“Bu toplantının eurodaki trendi çevirecek bir kararı açıklama ihtimali çok zayıf. Muhtemelen bir toparlanma gelir sonra yine satış gelecektir. Çünkü konu artık ECB ile ilgili değil. Hem Fed'in ne yaptığı, jeopolitik olarak neler olduğu hem de kışın enerji stokları yeterli olacak mı, olmayacak mı durumu. Çünkü enerji stokları yeterli olmazsa bir resesyon kaçınılmaz. Böyle baktığımızda büyük ihtimalle bir yukarı hareket sınırlı kalır.”
“Amerika'daki enflasyon yapısıyla Avrupa'daki yapı farklı”
ECB’nin Fed gibi şahinleşmeyeceğini söyleyen Manukyan, iki ekonominin de farklı enflasyon yapıları olduğuna değiniyor.
"Amerika'daki enflasyon yapısıyla Avrupa'daki yapı farklı. Yani ABD'nin demografik yapısı da harcama hareketindeki talep de canlı. ABD’de ECB’nin faiz artırarak kısıtlayacağı enflasyon çok fazla değil. Dolayısıyla ikisini karşılaştırmak çok doğru olmaz. Evet ikisi de faiz artırıyor gibi gözüküyor ama bu faiz artışının etkileyebileceği enflasyon kısmı çok farklı."
“ECB euronun değer kaybetmesini istemez ama yapabileceği bir şey yok”
Dolar ve euro paritelerinin eşitlenmesi, yatırımcıları dolara çekti. Bu durumun euro üzerinde baskı yaratması ECB’nin istemediği bir diğer konu.
“Bu durum ECB’nin çok kontrol edebileceği bir şey değil. Ruslar doğal gaz artık vermiyoruz derse, ECB istediği kadar faiz artırsa da euronun değer kaybetmesi kontrolü dışında olur. Çünkü ekonomi resesyona gidiyorsa faiz artırmasının bir anlamı yok. İşler daha kötü olacak. Dolayısıyla bu çok zor bir durum.
Yani daha önceki vakalara da baktığınızda mesela euro, Japon yeni gibi tek bir Merkez Bankası'nın müdahale etme şansı olmaz, kolektif bir müdahale gelmesi lazım. Kolektif müdahale de eğer tren dönüyorsa çalışır. Yani şu anda doların zayıflayacağına dair bir işaret olmadığı için G7 ülkeleri veya bütün dünya bir müdahale etse bile bu sınırlı kalır. Dolayısıyla ECB euronun değer kaybetmesini istemeyebilir ama yapabileceği bir şey yok.”
FED faiz artışına devam edecek
ABD’de ise faiz artırımının devam edeceği beklentisi büyük. Manukyan, bu artışın ve söylemin bir kaç ay boyunca çok net bir geri dönüşü olmadığı müddetçe devam edeceği görüşünde.
“ABD’de pandemi süresinde hane halkına çok ciddi destekler sağlandı. Bununla beraber şu an Avrupa’da yaşanan enerji krizi de yaşanmıyor. Avrupa’da enerji ithalatı çok fazla. Dolayısıyla talebin yarattığı enflasyon iki ekonomide de farklı büyüklükte.”
Resesyon bekleniyor mu?
Avrupa’da enerji krizi büyürse resesyonla beraber piyasalarda durgunluk bekleniyor. Rusya’nın Kuzey Akım enerji hattından akımı kesip kesmeyeceği ya da ne derecede vereceği belirsiz. Fakat, Manukyan’ın da ifade ettiği gibi özellikle enerji krizi söz konusu olursa resesyon kaçınılmaz.