Filistin Esirler Cemiyeti: İsrail, 7 Ekim'den bu yana Filistinli 80 gazeteciyi alıkoydu

Filistin Esirler Cemiyetinden yapılan açıklamada, İsrail'in aylar önce başladığı saldırılardan bu yana Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da gözaltına alınan gazetecilere ilişkin güncel bilgilere yer verildi.

İsrail güçlerinin Filistin halkı aleyhinde devam eden "soykırım"ın yanı sıra saldırı, tehdit, gözaltı, alıkoyma eylemlerini tırmandırdığı vurgulandı.

Açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nde 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılarda 80 Filistinli gazeteciyi gözaltına aldığı ya da alıkoyduğu; 49'unun hala İsrail güçleri tarafından tutulduğu aktarıldı.

Son olarak El Halil'de Bilal Tavil ve Mahmud Fatafata isimli gazetecilerin gözaltına alındığı ve tutukluluk sürecinin "soruşturmanın tamamlanması" bahanesiyle 9 Haziran'a kadar uzatıldığı duyuruldu.

Gözaltına alınan 4 kadın gazeteciden İhlas Savalha, Büşra Tavil ve Esma Hariş'in "idari tutuklu", Rula Hasaneyn'in ise "provokasyon" bahanesiyle tutulduğu aktarıldı.

Kadın gazeteci Sümeyye Cevabira'nın da "ev hapsinde" tutulduğu bilgisi verildi.

Gazze'de ise 12 gazetecinin zorla kaybedildiği, çoğunluğunun 16 Kasım'da Şifa Hastanesine düzenlenen ve yaklaşık 10 gün süren baskın sırasında alıkonulduğu da kaydedildi.

Açıklamada, İsrail'in idari tutuklamayı, "gizli bir dosyanın varlığı"nı bahane ettiği, ancak bunu basın mensuplarının faaliyetleri üzerinde daha fazla kontrol ve denetim aracı olarak kullandığına dikkati çekildi.

Basın mensuplarının da gözaltında işkence, aç bırakma, sağlık alanında işlenen sistemli suçlar gibi her türlü cezalandırılmaya maruz kaldığı ifade edildi.

Filistin Esirler Cemiyeti, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası kurumlara, İsrail'in alıkoyduğu ve gözaltına aldığı gazeteciler konusunda sorumluluk üstlenme çağrısı yaptı.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 15 bin 328'i çocuk, 10 bin 171'i kadın olmak üzere 36 bin 439 Filistinli öldürüldü, 82 bin 627 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.