Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Filistin’in Sesi Radyosuna yaptığı açıklamada, Naftali Bennett başbakanlığındaki İsrail hükümetinin Filistinlilere yönelik ihlallerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Filistin yönetiminin her zaman barış sürecini baltalamaya çalışan İsrail hükümetleriyle mücadele ettiğini vurgulayan Ebu Rudeyne, "Bennett hükümeti, günlük cinayetler ve korkunç sonuçları olacak savaş suçları işleyerek önceki hükümetlerden daha ileri gidiyor. İsrail hükümeti ateşle oynuyor ve statükoyu değiştirecek bir oldubittiyi dayatmaya çalışıyor." ifadelerini kullandı.
Tel Aviv yönetiminin izlediği politikayı gözden geçirmesi gerektiğine dikkati çeken Ebu Rudeyne, "Evleri yıkmak, insanları yerlerinden etmeye çalışmak ve her gün gençleri öldürmek dahil tüm bu eylemler cezasız kalmayacak suçlardır." diye konuştu.
Filistinli Sözcü, "Ya onlar (İsrailliler) uluslararası meşruiyete ve uluslararası hukuka dayalı bir barışı kabul edecekler ya da hiç kimse için barış olmayacak." uyarısında bulundu.
İsrail'in uygulamaları iki devletli çözümü baltalıyor
Ebu Rudeyne, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın dün ABD'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield ile işgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentinde gerçekleştirdiği görüşmeye de değindi.
Rudeyne, görüşmede Abbas'ın, İsrail'in uygulamalarının ABD yönetiminin taahhütlerini beyan ettiği iki devletli çözümü baltalayacağını söylediğini aktardı.
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisinin verilerine göre, İsrail güçleri bu yılın başından ekim ayının sonuna kadar, Doğu Kudüs, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da 331 Filistinliyi öldürdü, yaklaşık 16 bin kişiyi yaraladı.
Söz konusu dönemde İsrail, Kudüs ile Batı Şeria'da Filistinlilere ait 721 binayı yıktı ve 962 Filistinliyi yerinden etti.
Filistinliler, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasını istiyor. Tel Aviv yönetimi ise "Kudüs'ün tamamının İsrail'in başkenti olduğunu" öne sürerek bu talebe karşı çıkıyor.
İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail'in "1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi" kabul etmemesi nedeniyle Nisan 2014'te durmuştu.