Gazze'deki Filistinli Alimler Birliğinden yapılan yazılı açıklamada, Arap ve İslam toplumlarından İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerini durdurması için boş durmamaları ve harekete geçmeleri talep edildi.
Açıklamada, "İsrail'in hala Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlalleri ve zulmüne devam ederek ateşle oynadığını herkese bildirin" ifadeleri kullanıldı.
Uluslararası toplum, İslami kuruluşlara ve uluslararası insan hakları kuruluşlarına da harekete geçmeleri çağrısı yapılan açıklamada, "Uluslararası toplum, İslami kuruluşlar ve uluslararası insan hakları kuruluşları İsrail'e karşı hukuki ve siyasi tedbirler almalı ve sorumluluklarını üstlenmeli" dendi.
İsrail polisi, ramazan ayının ilk gününde Mescid'i Aksa'ya baskın yapmıştı
İsrail polisinin eşlik ettiği 200'ü aşkın fanatik Yahudi, ramazan ayının ilk günü, Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti. İsrail polisi, Harem-i Şerif’in içindeki İslam Müzesi’ne çıkan Silsile (Zincirli) Kapısı’nın kilitlerini kırmış ve kutsal mabedin batı yakasındaki dış hoparlörlerinin kablolarını kesmişti.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler ise içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, sözde Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor ve Mescid-i Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor. Ancak Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail'in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor.
Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini vurguluyor.