Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) şemsiyesi altında yer alan Filistin Halk Partisi Genel Sekreteri Salihi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, FKÖ ile Filistinli grupların İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü soykırım savaşını durdurmak için mücadele ettiğini ifade etti.
Salihi, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki çılgın savaşın yanı sıra Batı Şeria'da da bir şiddetli savaş sürdürdüğüne dikkati çekerek, Batı Şeria'daki savaşın Gazze'de olup bitenlerden daha az tehlikeli olmadığı değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’in Batı Şeria’da kentlere baskın düzenlediğini, saldırılar gerçekleştirdiğini ve kontrol noktaları kurduğunu belirten Salihi, şunları söyledi:
“Bugün Batı Şeria'da baskınlar, saldırılar ve kontrol noktaları kurulurken, işgal devleti (İsrail) altyapıyı yok etmeye ve günlük tutuklamalar gerçekleştirmeye devam ediyor. Filistin topraklarında bir savaş yürütülüyor, bunun da tek bir çözümü var o da işgale son vermektir.”
Salihi, İsrail’in Batı Şeria ile Gazze Şeridi’ni tamamen birbirinden koparmak üzere bir proje yürüttüğüne işaret ederek, “Batı Şeria'da yaşanan saldırı, İsrail projesinin Batı Şeria'ya odaklandığını ve 23'ten fazla Bedevi topluluğunu ilhak ve yerinden etme politikalarının devamının yanı sıra Batı Şeria'yı Gazze'den ayırmayı hedeflediğini teyit ediyor.” dedi.
ABD Başkanı Joe Biden’ın Gazze Şeridi'nde ateşkes için açıkladığı taslağın Filistinli taraflarca ele alındığını vurgulayan Salihi, “Ateşkes ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesi taslağın esası olmalı. Savaşı durdurmaya yönelik her türlü çaba önemlidir, ancak Washington dürüst bir arabulucu değil, daha ziyade bu savaşta bir taraftır.” ifadelerini kullandı.
Salihi, önceliğin İsrail’in saldırılarının durdurulması olması gerektiğine işaret ederek, ancak bu bağlamda bir esir takasının olabileceğini belirtti.
ABD ile İsrail’in esirler meselesini ana odak haline getirmeye çalıştığını ve bunun doğru olmadığınının altını çizen Salihi, ABD’nin Gazze Şeridi’ndeki saldırıların ortağı konumunda bulunduğunu ancak arabulucu gibi davranmasının büyük bir hile olduğunu kaydetti.
Salihi, savaş sonrasına ilişkin ise FKÖ’nün aşiretlerden bir yerel yönetimin kurulması ihtimalini reddettiğini ifade ederek, “FKÖ, Gazze Şeridi'nde herhangi bir yerel yönetimi (aşiretler) reddediyor. Asıl endişe de Oslo Anlaşması öncesi formül gibi sözde bir geçiş aşamasının yaşanacağı yönündedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Herhangi bir yerel yönetimin Gazze Şeridi’nin Batı Şeria’dan tamamen koparılması hedefine hizmet edeceğini ve Filistin davasını bir bütününü parçalayacağını söyleyen Salihi, bu çerçevede Filistinli grupların ortak hareket etmesi ve işgalin sonlandırılmasını ana hedef olarak belirlemeleri gerektiğini kaydetti.
Salihi, “Aksa Tufanı” savaşının bir halkın ulusal bağımsızlık savaşına dönüştürülmesi gerektiğini belirterek, “Sorun artık ateşkes ve Gazze'nin yeniden inşası değil -her ne kadar önemli olsa da- sorun halkın bağımsızlığı ve işgalin sona ermesidir.” diye konuştu.
Filistin davasının Filistinlilerin ortaya koyduğu büyük fedakarlıkların gölgesinde değerlendirilmesinin önemine dikkati çeken Salihi, şöyle devam etti: “Müzakere edilmesi gereken şey, uluslararası bir konferansta, işgalin sona erdirilmesi, Filistin devletin tanınması ve mülteci sorununun çözümüne yönelik bir formüle ulaşılması için bir takvimdir.”
Salihi, ABD’nin Gazze Şeridi’ndeki savaş sonrasına ilişkin projesinin bertaraf edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Mesele bağımsızlıktır, çünkü işgali sona erdirmek için mevcut durumu geliştirmek gerekiyor. İşler 7 Ekim öncesi gibi değil.” ifadelerini kullandı.
Filistin halkının bağımsızlık mücadelesi verdiğini ve işgali sonlandırma hedefinde ilerlediğini belirten Salihi, FKÖ’nün Hamas ile bir an önce sorunlarını çözmesi gerektiğini vurguladı.
Salihi, “Filistin yönetimi de artık siyasi çerçeve olmaktan çıkıp, yönetim devlete dönüştürülmeli, İsrail'in yüklediği tüm yükümlülüklerinden kurtulmalı ve meseleyi bu doğrultuda başka bir alana taşımalıdır.” şeklinde konuştu.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te 7 Ekim'den bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 548 Filistinli hayatını kaybetti.