BAE ile İsrail'in, uzun yıllar perde arkasında geliştirdikleri ilişkilerinin resmi bir şekilde normalleşeceği ve çeşitli alanlarda iş birliği anlaşmaları imzalanacağı 13 Ağustos Perşembe günü duyuruldu.
ABD tarafından, İsrail ve BAE adına yapılan açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve BAE Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği belirtilerek, "İsrail ve BAE arasındaki ilişkilerin tamamen normalleşmesi için anlaşmaya varıldı." ifadesi kullanıldı.
BAE başta olmak üzere Körfez ülkelerinin, özellikle son yıllarda resmi yollarla ve aleni bir şekilde, tarihinin en sağcı hükümetinin iktidarda olduğu İsrail ile ilişkilerini normalleştirmek için adeta birbirleriyle yarıştığı görülüyordu.
Bölge halklarının "Filistin ve diğer Arap topraklarının işgalcisi" olarak gördüğü İsrail'le, Arap ülkelerinin normalleşme sürecinin, özellikle son üç yılda davetler, ziyaretler, toplantılar, bildiriler ve etkinlikler aracılığıyla hızlanması dikkati çekiyordu
Söz konusu anlaşmayı ihanet olarak niteleyen Filistinli tarafların tepkilerini derledik.
Filistin yönetimi
Filistin yönetiminden yapılan yazılı açıklamada, BAE’nin İsrail ile normalleşme konusunda anlaşmaya varmasının şiddetle kınandığı ve reddedildiği belirtildi.
Açıklamada, BAE’nin, “işgal devleti” İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’nın bazı kısımlarının ilhakını geçici olarak askıya alması karşılığında ve Mescid-i Aksa’yı Yahudileştirme planları gölgesinde bu anlaşmaya vardığına vurgu yapılarak, şu ifadelere yer verildi:
“BAE'nin İsrail ile anlaşması Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin davasına ihanettir. Bu adım Arap Barış Girişimi, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantılarının ve uluslararası meşruiyetin kararlarını yerle bir etmektir. Ayrıca Filistin halkının haklarını, başta Mescid-i Aksa olmak üzere mukaddesatını görmezden gelmek ve 1967 sınırları üzerinde bağımsız bir Filistin devleti taleplerini görmezden gelmek demektir.”
Filistin yönetimi anlaşmaya tepki amacıyla ayrıca BAE'deki Filistin Büyükelçisi'ni geri çekti.
FKÖ
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yönetim Kurulu Ü yesi Hanan Aşravi, BAE'nin, "iki devletli çözüm şansını korumak" için İsrail'le normalleşme anlaşmasına varıldığı açıklamasına tepki gösterdi.
Aşravi, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, söz konusu açıklamaya karşı "Lütfen bize iyilik yapma. Biz kimsenin incir yaprağı değiliz. (Kimsenin kusurunu örtmeyeceğiz)" ifadesini kullandı.
FKÖ yetkilisi Abu Dabi Veliaht Prensi Bin Zayid'e hitaben de "Ülkenin soyulmasından sıkıntı duymamış olabilirsin. İşgal ve esaret altında yaşamanın acısını da duymamış olabilirsin. Evin yıkılmamış, sevdiklerin öldürülmemiştir, dostların tarafından da satılmamışsındır." paylaşımında bulundu.
Fetih Hareketi
Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi Fetih’in Merkezi Komite Üyesi Abbas Zeki anlaşmaya tepki göstererek, "BAE ile İsrail’in normalleşme anlaşması, BAE’nin Filistin davasına karşı dini, milli ve insani görevinden vazgeçmesi anlamına geliyor." dedi.
Hamas
Hamas Sözcüsü Abdullatif el-Kanu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anlaşmanın "Filistin halkının acılarını görmezden gelme", "normalleşme konusunda tehlikeli bir gelişme" olduğunu ifade etti.
"BAE ile İsrail'in normalleşme anlaşması, halkımızın sırtına indirilen hain bir bıçak darbesidir." diyen Kanu, bu anlaşmanın, Filistin toprakları üzerinde siyonist rejime herhangi bir meşruiyet vermeyeceğini kaydetti.
"İsrail ile yapılan böylesi bir normalleşmenin, işgal güçlerini, Filistin halkına karşı daha fazla ihlal gerçekleştirmeye teşvik ettiğini" vurgulayan Kanu, İsrail'in Filistin halkının "baş düşmanı" olarak kalmaya devam edeceğini ve İsrail'i Filistin topraklarından çıkarmak için güç toplamayı sürdüreceklerini dile getirdi.
Filistin İslami Cihad Hareketi
İslami Ciha d Hareketi, BAE ile İsrail arasındaki normalleşme için "boyun eğme" ve "teslim olma" ifadesini kullandı.
Hareketin Sözcüsü Davud Şihab, "İsrail'le normalleşme, boyun eğme ve teslim olmadır. Atılan bu adım, çatışmanın gerçeklerini değiştirmeyecek, aksine işgal yönetimini daha da terörist bir yapıya dönüştürecektir." diye konuştu.
İki ülke arasındaki normalleşme anlaşmasını kınayan Şihab, anlaşmanın ayrıca, İsrail hükümetini içine düştüğü krizlerden kurtarma amacı taşıdığına dikkati çekti.
FHKC
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), BAE ile İsrail'in normalleşme anlaşmasını Filistin halkının sırtına saplanmış bir hançer olarak nitelendirdi.
FHKC'den yapılan yazılı açıklamada, BAE ile İsrail'in normalleşme anlaşmasının Arap milletine karşı yeni bir komplo olduğu kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:
"BAE ile İsrail'in normalleşme anlaşması Filistin halkının sırtına saplanmış bir hançerdir. Bu kez BAE'nin onayıyla daha saldırgan bir savaşın ve topraklarımızda siyonizm, Yahudileştirme ve yerleşim birimlerinin genişlemesinin yolu açılacak."
Açıklamada, başta BAE'nin İsrail'de büyükelçilik binasının inşası olmak üzere iki ül ke arasındaki anlaşmanın Arap milletine karşı bir tehdit, Filistin halkına karşı da düşmanca bir adım olduğu vurgulandı.
Ortak Arap Listesi Bloku
İsrail vatandaşı Filistinlileri temsil eden Ortak Arap Listesi Bloku, BAE ile İsrail’in vardığı anlaşmayı kınadı.
Ortak Arap Listesi Bloku Başkanı Eymen Avde, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Filistin halkının hakları iade edilmeksizin halklar arasında ne bir yakınlaşma ne bir kanaat ne bir normalleşme ne de bir barıştan söz etmek mümkün." ifadesiyle tepkisini ortaya koydu.
BAE ile İsrail arasındaki normalleşme anlaşması
ABD Başkanı Trump, 13 Ağustos Perşembe günü İsrail ile BAE'nin "ilişkilerini tamamen normalleştirmek" için anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu.
İsrail Başbakanı Netanyahu da Trump’ın paylaşımını alıntılayarak, "Bu tarihi bir gün." değerlendirmesi yapmıştı.
BAE'nin resmi ajansı WAM'ın haberinde ise İsrail ile BAE'nin, ilişkilerin tesisi için "ortak bir yol haritası" belirleme konusunda anlaştığı ve iki ülkeden yetkililerin ilerleyen haftalarda bir araya gelerek farklı alanlarda ikili anlaşmalar imzalayacağı ifade edilmişti.
BAE, 1979’da Mısır’ı n, 1994’te de Ürdün’ün ardından İsrail ile normalleşme anlaşmasını imzalayan üçüncü Arap ülkesi oldu.