Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Stubb, Gazze'de yaşanan son gelişmeler, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik süreci gibi konularda konuştu.
Türkiye'nin AB süreci ve Finlandiya'nın bu konuya yönelik tutumuna ilişkin Stubb, Türkiye'nin dış politikasının "çok yönlü" olduğunu vurguladı. Stubb, Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı, NATO gibi üyeliklerine dikkati çekerek, Ankara'nın aynı zamanda AB ile yakın bir ortaklığa sahip olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Stubb, Türkiye'nin uluslararası örgütlerle ilişkisine dair, "Dünyada farklı alanlarda Türkiye'den daha fazla (uluslararası) üyeliğe sahip bir ülke olduğunu sanmıyorum." dedi.
Görevinin kapsamını hatırlatırken dış politika yaptığını ancak AB politikası yapmadığını söyleyen Stubb, Türkiye'nin AB sürecinin ayrı bir konu olduğuna işaret ederek, "Şu anda anladığım kadarıyla görüşmeler Gümrük Birliği ve adım adım bir entegrasyon süreci hakkında." diye konuştu.
Stubb, bu sürecin eskiden "oldukça hukuksal" olduğunu belirterek, mevcut siyasi güvenlik durumlarının göz önünde bulundurulmasıyla genişleme meselesine farklı bir bakış açısıyla bakılmaya başlanacağını kaydetti.
Stubb, "esnek entegrasyona" odaklı uluslararası ilişkiler alanında doktora yaptığını anımsatarak, bunun herkesin aynı anda her şeyi yapmak zorunda olmadığı anlamına geldiğini ifade etti.
Avrupa Birliği'nde 6 kurucu devletin olduğu dönemle 35 üyenin bulunduğu zamanın doğasının tamamen farklı olduğuna işaret eden Stubb, "Tüm bunların nasıl bir sonuca ulaşacağına dair şu anda peşin hüküm vermek istemiyorum. Türkiye'nin NATO ittifakının bir üyesi olmasının ve AB ile iyi bir ortaklığının bulunmasının son derece önemli olduğunu düşünüyorum." dedi.
Stubb, NATO'nun Finlandiya topraklarına nükleer silah konuşlandırıp konuşlandırmayacağına ilişkin ise şunları kaydetti:
"Hayır. Kimse nükleer silah almamızı önermiyor ya da tavsiye etmiyor. Stratejik olarak bu mantıklı değil. Bununla birlikte İttifak'ın parçasıyız. İttifak içerisindeki en büyük nükleer güç ABD, ardından İngiltere ve Fransa geliyor. 6 ülke topraklarına nükleer silah konuşlandırdı ancak Finlandiya, topraklarına nükleer silah konuşlandırmayı düşünmüyor. Nükleer planlamanın ve tatbikatların parçasıyız ancak Finlandiya topraklarına nükleer silah konuşlandırılması gibi bir durum olacağını düşünmüyorum."
Stubb, ülkesinin Filistin'i devlet olarak tanımama nedeninin Finlandiya ile İsrail arasındaki silah ticareti ilişkisinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı sorusunu yanıtlarken şunları kaydetti:
"Hayır. Finlandiya, iki devletli çözümü destekliyor. İsrail veya Filistin destekçisi değiliz. Barış destekçiyiz. Bize göre iki devletli çözüm, gerçek bir siyasi sürecin ve barışın olması gerektiği ve bunun uluslararası hukuka dayanması gerektiği anlamına geliyor. Mesele, Filistin'i tanıyıp tanımayacağımız değil çünkü tanıyacağız, eğer diğer devletin de otomatikman tanınmasını gerektiren iki devletli çözüm desteklenirse."
Şu anda bölgedeki gerilimin çok yüksek olduğunu hatırlatan Stubb, barış süreci için doğru zamanın ne vakit geleceğini bilmediğini söyledi. Stubb, Filistin devletini tanımamaları ve İsrail ile silah ticareti yapmaları arasında bağ olmadığını vurguladı.
Finlandiya ve Estonya arasındaki doğal gaz boru hattına geçen yıl sabotaj düzenlendiği iddiasına ilişkin yeni bir gelişme olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Stubb, Çin bandıralı bir geminin gaz hattını söktüğünü, Çinli yetkililerle görüşmelerin ve soruşturmanın devam ettiğini kaydetti.