Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaşın yarattığı otorite boşluğu, Kandil'deki varlığı tehdit altına giren PKK için bir fırsat oldu.
PKK, Suriye'de organize ettiği uzantısı PYD ile Suriye'nin kuzeyindeki etki alanını genişletti. Bu süreçte, en büyük desteği sağlayan ise Amerika Birleşik Devletleri oldu. Washington yönetimi bir yandan YPG/PKK'ya alan açarken, bir yandan da silah yardımıyla güçlendirdi.
Terör örgütünün ilk işi etnik ve dini grupları yerlerinden etmek oldu
Suriye'nin kuzeyini DEAŞ terör örgütünden kurtardığını iddia eden YPG/PKK'nın ilk işi ise Araplar başta olmak üzere bölgedeki tüm etnik ve dini grupları yerlerinden etmek oldu.
Arap gençlerini zorla silah altına alan terör örgütü, bunları Deyr ez Zor bölgesinde ön saflarda çatışmaya zorladı.
Nüfus müdürlükleri ve yazılık kaynaklar imha edildi
Demografik operasyonları için kimi yerleşim yerlerini haritadan silen YPG/PKK, geride iz bırakmamak için nüfus müdürlüklerini ve tüm yazılı kayıtları da imha etti.
Suriye'nin kuzeyindeki nüfus yapısı kısa sürede alt üst oldu.
Araplar, Süryaniler ve Türkmenler göçe zorlandı.
Münbiç’te nüfusun yüzde 90’ını Araplar oluşturuyordu
Terör örgünün etnik temizlikte üzerinde durduğu başlıca yerleşim yeri Münbiç oldu.
2016 yılında YPG/PKK tarafından işgal edilmeden önce Münbiç'in 600 bin kişilik nüfusunun yüzde 90'ını Araplar oluşturuyordu. 250 bin Arap, terör örgütü tarafından evlerini terk etmeye zorlandı.
200 binden fazla Arap Afrin’e dönmeye başladı
Benzer bir demografik operasyona maruz kalan Afrin'de ise YPG/PKK terör örgütü karşısında Türk Silahlı Kuvvetleri'ni buldu. Terör örgütü tarafından evlerinden edilen 200 binden fazla Arap nüfus, Zeytin Dalı Harekatı'nın ardından Afrin'e dönmeye başladı.
Tel Abyad’daki Türkmen nüfusu etnik temizliğin kurbanı oldu
Türkiye'nin terör örgütünden temizlemeyi hedefleri arasına altığı Tel Abyad'daki yoğun Türkmen nüfusu da etnik temizliğin kurbanı oldu.
180 binden fazla Türkmenin yanı sıra Araplar da Tel Abyad'ı terk etmek zorunda kaldı.
Ayn el Arab yaşanmaz hale geldi
Amerika Birleşik Devletleri desteğindeki teröristlerin taş üstünde taş bırakmadığı yerleşim birimlerinden biri de Ayn el-Arab oldu. Kenti DEAŞ'tan kurtarma gerekçesiyle her türlü ağır silahı sivil yerleşim alanlarında tatbik eden YPG/PKK ile koalisyon güçleri, Ayn el Arab'ı yaşanmaz hale getirdi.
On binlerce Arap ve Süryani yaşanması imkansız hale kenti terk etmek zorunda kaldı. PKK/YPG bununla da yetinmedi, ideolojisini benimsemeyen binlerce Kürt sivili de kentten sürdü.
Ayn el Arab sakinlerinin birçoğu bugün Türkiye'de evlerine dönmeyi bekliyor.
Terör örgütü, savaş suçu işlemeye devam ediyor
Mardin'in Nusaybin ilçesi karşısında bulunan Kamışlı'da da terör örgütü, 150 bin Kürt, Arap ve Süryani'ye etnik temizlik uyguladı.
Örgütün işgali altındaki Rakka, Deyrizor, Haseke gibi büyük şehirlerde de farklı etnik ve dini gruplara mensup 900 binden fazla kişi baskıya hedef oldu. Çoğu topraklarından sürgün edildi.
Terör örgütü işgal ettiği bölgelerdeki uygulamalarıyla Roma Sözleşmesi'nin 8'inci maddesi gereğince savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemeye devam ediyor.
Kaynak: TRT Haber