Uzun yıllar Fransız sömürgesi altında kalan Cezayir’de, Fransa bağlantılı sorunlar bitmek bilmiyor. Siyasi ve askeri yönden birçok soruna sahip iki ülke ilişkileri, son olarak Cezayirli bir gencin Fransız polisi tarafından öldürülmesinin ardından yeniden gündem olmuştu.
Zira onlarca yıl sömürge olan Cezayir’den Fransa’ya binlerce insan göç etti. Bugüne kadar dünya kamuoyunda Fransa’daki Cezayirlilerin durumu konusunda tartışmalar yürütülüyordu.
Harkiler (Kara Ayaklar)
Ancak kamuoyunun çok tartışmadığı bir konu daha var: Harkiler (Kara Ayaklar)
Fransa, ilk saldırısını başlattığı 1827 yılından 1962’ye kadar devam eden Cezayir’in işgal sürecinde, yerli halktan binlerce insanı zorla askere aldı.
Bunların içinden ise, daha 1830 yılında Harki olarak adlandırılan küçük bir sınıfı kırsal kesimlerde denetim için şekillendirdi.
Fransızların amacı, Harkiler üzerinden özellikle aileleri de etki altına alarak olabildiğince geniş halk kitlesinin bağımsızlık taraftarlarının yanına geçmesini engellemekti.
Böylece Cezayir’deki Fransız sömürge valiliği 132 yıl boyunca zorla veya gönüllü şekilde kendi safına çektiği yerli halktan insanları silahla donatıp ülkelerinin bağımsızlığına karşı hizmetinde kullandı.
Fransızca bu topluluklar, “Français de Souche Nord Africain-FSNA”, yani “Kuzey Afrika Asıllı Fransızlar” olarak anılıyordu.
Cezayir bağımsızlık savaşının verildiği 1954-1962 yıllarında Harki sayısı 60 bini bulmuştu.
Cezayir bağımsızlık mücadelesinde binlerce Harki hayatını kaybetti. Ancak savaş kaybedilince 1962 yılında kendi tabirleriyle patates çuvalları gibi getirilip Fransa’nın güneybatı bölgesindeki Midi Pyrénées’de yer alan kamplara yerleştirildiler. Hatta uzun yıllar bu kamplardan çıkmalarına dahi izin verilmedi.
Halihazırda Fransa’da 500 bin ile 800 bin arasında Harki olduğu tahmin ediliyor.
20 Eylül 2021 pazartesi günü Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 2013 yılından itibaren her yıl kutlanan “Harki Anma Günü” vesilesiyle Fransa adına Harkilerden özür diledi.
Harkiler geri mi dönmek istiyor?
Cezayir’de Fransız sömürgesi dönemine (1830-1962) kadar uzanan taşınmazları geri alma çabasının sahipleri de Harkiler.
3 Temmuz 1962’de düzenlenen 'kendi kaderini tayin' referandumunun sonuçlarının açıklanmasından sonra ülkeden ayrıldılar. Binlercesi, yeni oluşan Cezayir hükümeti tarafından el konulan ve ayrıca o dönemde üst düzey yetkililerin el koyduğu binaları, tarım arazilerini ve şirketleri terk etti.
O dönemde hükümet, 'kara ayaklara' gayrimenkul ve arazilerin mülkiyetini tespit etmeleri ve onaylamaları için zaman verdi, ancak çok azı prosedürlere uydu.
Çoğunluk, yüzbinlerce insanın ölümüne yol açan şiddetli bir savaşın ardından ülkenin girdiği yeni güvenlik koşullarından korkuyordu. Bağımsızlığa olanak tanıyan Evian Anlaşmaları, her Fransız’ın bağımsızlıktan sonra belirli bir süre içinde, özellikle 1 Ekim 1963’e kadar geri dönmesi halinde mülkünü geri alabileceğini şart koşuyordu.
Cezayir eski Cumhurbaşkanı Ahmed bin Bella, 1963’te kara ayakların sahip olduğu tarımsal yatırımların millileştirilmesini öngören bir kararname imzaladı. Öncesinde de Cumhurbaşkanı, devrime karşı sömürgecilikle iş birliği yapan Cezayirli Harkilerin mallarının, cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle devletin korunması altına alınacağını, yani müsadere edileceğini açıklamıştı. Karara, Cezayir’de kalan Harkilerin dahil olup olmadığı bilinmiyor. Bazı tarihçilere göre o dönemde toplam sayıları 200 bin ila 400 bin arasında değişiyordu.
1963 yılı sonrasında Cezayir makamları, Fransızların gayrimenkul, arazi ve şirketlerinin ‘boş mülk’ olduğunu ve artık kendi kontrollerinde olduğunu açıkladı. Buna dayanarak, ‘devlet malı’ başlıklı bir bölümünü kendi eline alırken, rejimin ileri gelenlerine de başka bir bölümü teslim etti.
Ardından ‘devlet malını’ işletenlerin, Maliye Bakanlığı’na bağlı devlet mülkiyet müdürlükleri tarafından belirlenen miktarda mülk sahibi olmalarına izin veren bir yasa çıkarıldı. Ancak bu mallar üzerinde hayatta kalan Fransızların veya onların çocuklarının yetkilendirilmesini talep eden Fransız hükümetlerinin ısrarı üzerine Cezayir, 5 Ekim 1988 ayaklanmasından sonra değişikliğe gitti. Böylece Yüksek Mahkeme (yargının en yüksek organı), Fransız mallarının devlet koruması altına alınmasıyla ilgili onlarca kararı iptal etti. Bu da bu malların, sahiplerine dönüşünün yolunu açtı.
Cezayir’de bazı eski binalarda yaşayan bir kısım aileler, ev sahipleri Fransız mirasçıların mülkleri için dava açmasının ardından hala evlerinden tahliye edilme tehditleriyle karşı karşıya.
Yüksek mahkeme bazı mülklerin eski sahiplerine geri verilmesi yönünde kararlar veriyor. Ancak Fransa ile Cezayir arasındaki anlaşmalar ve yasal prosedürler konunun açıklığa kavuşturulmasını zorlaştırıyor.
Hâlihazırdaki mülk sahipleri, Fransa’nın yanında savaşan insanlara evlerini ya da arsalarını vermeme konusundaki tutumlarını sürdürüyor.