Dai-içi Nükleer Santralini işleten Tokyo Elektrik Enerji Şirketi (TEPCO) yöneticisi ve santral sorumlusu Juniçi Matsumoto, yaptığı açıklamada, radyoaktif atık suyun tahliyesine başlanacak olmasını "dönüm noktası" şeklinde nitelendirirken, bunun on yıllarca süren nükleer santrali devreden çıkarma sürecinin ilk adımı olduğunu ifade etti.
Juniçi, Gelişmiş Sıvı İşleme Sistemi (ALPS) olarak adlandırılan yöntemle arıtılmış suyun denize salınacağını vurgulayarak, devreden çıkarma işlemini istikrarlı bir şekilde ilerletmek için sürekli artan su miktarının ertelenemeyecek acil bir sorun olduğunu da aktardı.
Nükleer mühendislik uzmanı olan Juniçi, "Hasarlı reaktörlerden erimiş kalıntıların ve kullanılmış yakıtın çıkarılması gibi çok daha zorlu ve yüksek riskli operasyonların üstesinden gelmemiz gerekiyor." dedi.
Juniçi, TEPCO'nun bir diğer görevinin de radyoaktif atık su salınımının Fukuşima balıkçılığının itibarına verdiği zararla mücadele etmek olduğunu sözlerine ekledi.
Radyoaktif atık suların tahliye edilme planı, Japon balıkçılık kuruluşlarının güçlü muhalefetiyle karşılaşmıştı.
Atık suyun denize tahliyesi planı
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), 4 Temmuz'da atık suyun denize tahliyesi planının, güvenlik standartlarıyla uyumlu olduğunu açıklamıştı.
Tokyo hükümetinin tahliye kararına, komşu ülkeler tepki göstermişti.
Öte yandan, Güney Kore ise 7 Temmuz'da açıkladığı raporda, biriken radyoaktif özellikli atık suyun tahliyesinin, sürecin planlandığı gibi yürümesi halinde, UAEA'nın belirlediği uluslararası güvenlik standartlarıyla uyumlu gerçekleşeceğini bildirmişti.
Resmi takvim açıklanmamasına rağmen okyanusa tahliye periyodunun, bu yılın yaz aylarında başlatılacağı duyurulmuştu.
Mart 2011'de, 9 büyüklüğündeki deprem ile tsunaminin, Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali'ndeki reaktörde yol açtığı nükleer erime sızıntıya sebep olmuş, santralin etrafı tahliye bölgesi ilan edilmişti.