Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te dün sona eren G20 Liderler Zirvesi birçok konuda uluslararası kamuoyunun gündemini belirledi.
ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının büyümesi endişesi altında başlayan zirvede, başta Rusya ile Ukrayna arasındaki kriz olmak üzere Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın nasıl karşılandığı konusu da medyanın ana başlıkları arasında yer aldı.
Sonuç bildirgesinde ekonomik ajandanın ağırlığı hissedilirken, bazı konularda ABD ile diğer ülkeler arasındaki ayrışma dikkatlerden kaçmadı.
Türkiye'nin ağırlığının her geçen yıl daha fazla hissedildiği zirvelerin bu yılki toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çok sayıda dünya lideriyle gerçekleştirdiği görüşmelerde ise bir kez daha Türkiye'nin ajandası uluslararası kamuoyunda yankı buldu.
Trump-Putin görüşmesi iptal edildi
Zirvenin hemen öncesinde ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yapacağı görüşmeyi Ukrayna'daki kriz nedeniyle iptal ettiğini açıklaması, zirvenin ABD-Rusya gerilimiyle başlamasına neden oldu.
Trump ile Putin arasındaki görüşmenin iptalinin nedenleri zirve boyunca tartışılırken, zirvenin ilk gününde iki liderin "resmi olmayan kısa bir görüşme" gerçekleştirmeleri, farklı tepkiler topladı. Beyaz Saray görüşmeyi "sohbet" olarak nitelendirirken, Kremlin "kısa şekilde görüştüler" demeyi tercih etti.
Amerikan medyası, Trump'ın Rusya lideri ile görüşüp ABD'nin Ukrayna krizi bağlamındaki net duruşunu Putin'in yüzüne söylemesi gerektiği konusunda birleşirken, Putin'le yapılan kısa görüşmenin içeriğinin ne olduğu konusu da tartışmalardan nasibini aldı.
Kaşıkçı cinayetinin ardından Veliaht Prensin ilk zirvesi
Öte yandan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti dolayısıyla tüm gözlerin çevrildiği bir diğer isim ise Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman oldu.
Kaşıkçı cinayetinin ardından katıldığı ilk uluslararası zirvede Prens hakkındaki soru işaretleri özellikle Amerikan kamuoyunda yeniden canlandı.
Uluslararası kamuoyu nezdinde ciddi şekilde sorgulanan Muhammed bin Selman'ın zirvenin ilk gününde Putin'le samimi pozları tüm dünya medyasında geniş yer bulurken, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron ile yaptığı ilginç diyalog ve aile fotoğrafında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarındaki "mesafeli" kareler de oldukça dikkati çekti.
Trump ile ayak üstü görüşen Muhammed bin Selman'ın bu diyalogda neler söylediği merak edilirken, Trump'ın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suudi Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr ile konuşmasına ilişkin kareler de medyanın ilgisini çekti.
Zirvenin aile fotoğrafında neredeyse tüm liderler tarafından soğuk karşılanan Muhammed bin Selman, birkaç ülke dışında hiçbir resmi ikili görüşme yapmazken, 2020'deki G20 Zirvesi'nin ülkesine verilmesiyle kısmen moral buldu.
ABD-Çin ticaret savaşları
Zirve öncesinde G20 ülkeleri arasında en fazla tartışılan konulardan ABD-Çin ticaret savaşlarının yayılması endişesi, tüm gözlerin iki ülke liderinin yapacağı görüşmeye çevrilmesine neden oldu.
Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasındaki görüşmeden "90 günlük ticaret savaşı ateşkesi" çıkması da zirvenin son saatlerinde gündemi belirledi.
Amerikan kamuoyunda ABD'nin istediğini aldığı şeklinde yorumlanan görüşme, bundan sonraki ticaret savaşlarının istikametini önemli ölçüde şekillendirecek bir buluşma olarak kayıtlara geçti.
Türkiye'nin ajandası geniş yer buldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde her geçen yıl etkisi daha fazla hissedilen Türkiye'nin ajandası, Buenos Aires'teki zirvede de geniş şekilde kendine yer buldu.
Hem Kaşıkçı cinayetinin ardından Trump ve Muhammed bin Selman'ın bir araya geldiği ilk buluşma olması, hem de Erdoğan ile Trump arasındaki görüşmenin seyri, en çok merak edilen konuların başında geldi.
Erdoğan ile Muhammed bin Selman'ın bir araya gelmemesine vurgu yapan uluslararası medya kuruluşları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Riyad yönetimini sorumlu tutan Kaşıkçı cinayeti açıklamalarına da geniş şekilde yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta ABD ve Rusya olmak olmak üzere Çin, İngiltere, Hollanda, Şili, Japonya ve Arjantin liderleriyle ayrı ayrı yaptığı görüşmelerde Türkiye'nin ajandasını liderlerin bir kez daha gündemine taşıdı.
Erdoğan ile Trump arasındaki 50 dakikalık görüşmede ABD'nin YPG/PKK'ya desteği, Münbiç konusu ve Kaşıkçı cinayeti başta olmak üzere birçok önemli mesele geniş şekilde ele alındı.
"İklim değişikliği" ayrışması
Zirve sonuç bildirgesinde ağırlığı hissedilen ekonomik ajandaya iklim değişikliği konusunda ABD'nin aldığı farklı tutum eklendi, Paris İklim Anlaşması maddesine ABD'nin yaptığı itiraz da bildirgeye direkt yansımış oldu.
ABD dışındaki ülkeler Paris İklim Anlaşması'nın tam anlamıyla arkasında dururken, Trump yönetimi bu konudaki kararlılığını sürdüreceğini ve kendi iklim değişikliği yaklaşımını uygulayacağını dile getirdi.
Sonuç bildirgesi ABD tarafından "başarı" olarak nitelendirilirken "terörün her türlüsüyle mücadele", eğitim, uluslararası düzenin kurallarına uygun şekilde sürdürülmesi ve mülteciler gibi konu başlıklarının öne çıkmasında Türkiye'nin rolü ciddi şekilde hissedildi.
Kaynak: AA