Gazze sınırındaki "Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerinde geçen cuma günü sağlık ekiplerine yardım ettiği sırada İsrail askerlerince başından vurularak şehit edilen 12 yaşındaki Nasır Musabbih'in kısa hayatı, yaşadığı coğrafyanın bir özeti gibi.
Gazze'de 2006'da dünyaya gelen ve gözlerini 2007'de başlayan abluka yıllarına açan Nasır'ın kısa hayatı, bir İsrail askerinin silahından çıkan kurşunla son buldu.
Gazze'nin küçük şehidi İsrail'in tüm saldırılarına tanıklık etti
İsrail'in 2008 yılında Gazze'ye düzenlediği saldırılarda henüz sütten kesilmiş küçük bir bebek olan Nasır, 2012'de ilkokula başladığında yine bölgede top ve silah sesleri yükseliyordu. Nasır, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği son saldırıların yaşandığı 2014'te ise üçüncü sınıf öğrencisiydi.
Nasır silah, kan ve gözyaşının hakim olduğu bu coğrafyada 12 yıllık yaşamına pek çok başarı sığdırdı.
Han Yunus kentindeki Abdulkerim Kermi İlköğretim Okulunun en başarılı öğrencilerinden olan Nasır, aynı zamanda bir Kur'an-ı Kerim hafızı ve Kung-fu sporcusuydu.
Terbiyesi ve çalışkanlığıyla çevresinin büyük sevgisini kazanan Nasır, geride gözü yaşlı bir aile ve küçük yaşta ölüm ve yas ile tanışan arkadaşlar bıraktı.
Sınıf arkadaşları, derslerine adapte olmakta zorluk yaşıyor
Abdulkerim Kermi İlköğretim Okulunda son birkaç gündür gözyaşı ve yas hakim. Gazze'nin küçük şehidini sırasına koydukları resim ve çiçeklerle anan Nasır'ın sınıf arkadaşları, derslerine adapte olmakta zorluk yaşıyor.
Öğretmenleri ise bir matem havasının olduğu sınıfta, elleri yüzlerinde gözyaşlarını gizlemeye çalışan çocukları teskin etmek için çaba sarf ediyor.
"Benim en iyi ama en iyi arkadaşımdı o"
Nasır'ı anlatan sınıf arkadaşı Ziya Ebu Hattı, "Cenazesinin olduğu cumartesi günü için bizim evde buluşmak üzere sözleşmiştik. Benim arkadaşım hafızdı. Eğer o gün buluşabilseydik birlikte Kur'an çalışacaktık" dedi.
Ödevlerini yapmasında Nasır'ın hep kendisine yardımcı olduğunu anlatan Ziya, "Onun gibi bir arkadaşa sahip olduğum için çok gururluyum. Ben hep onunla övünürdüm, çok zeki bir çocuktu ve hep onun gibi olmak isterdim. Ama o gitti" diye konuştu.
Arkadaşından bahsederken sesi titreyen, kelimeleri bir araya getirmekte zorlanan ve gözyaşlarına hakim olamayan küçük çocuk şöyle devam etti:
"Benim en iyi ama en iyi arkadaşımdı o. İngilizce ve sağlık gibi derslerde hepimize yardımcı olurdu. Sesi çok güzel olduğu için (Mısırlı ünlü kari) 'Abdussamed' derdik biz ona. Sınırdaki gösterilerde sağlık ekiplerine yardım ederdi. İsrail askerlerinin öldürdüğü diğer çocuklar gibi olmasın diye ona hep 'sınırdan uzak durmasını' söylerdim."
"Cerrah olmak istiyordu"
Abdulkerim Kermi İlköğretim Okulu Fen Bilgisi öğretmeni Kemal Neccar, Nasır'ın çok başarılı bir öğrenci olduğunu, Fen Bilgisi dersini çok sevdiğini ve okuldaki tüm etkinliklerde hep en ön sıralarda yerini aldığını anlattı.
Nasır'ın terbiyesi ve çalışkanlığıyla okulun yıldız öğrencilerinden biri olduğunu söyleyen Neccar, "Büyüyünce cerrah olmak istiyordu. Hayallerini gerçekleştiremedi" dedi.
"Sınırda gönüllü ilk yardım görevlisi olan ablalarına yardım ediyordu"
Küçük hafızın evinde de ailesi, Nasır'ın eşyalarına bakarak gözyaşı döküyor.
Başsağlığı için gelenlere oğlunun karnelerini, hafızlık belgesini ve Kung-fu sporunda aldığı kemerleri gösteren anne Simah Musabbih, "O diğer çocuklarımdan çok farklıydı" dedi.
Nasır'ın okulu ve derslerini olduğu kadar sporu da çok sevdiğini anlatan acılı anne, oğlunun Kung-fu sporunda turuncu kemere kadar ilerlediğini ve geçen yıl hafızlığını tamamladığını dile getirdi.
Oğlunun okul radyosunda Kur'an, camide ezan okuduğunu söylerken gözyaşlarına boğulan anne Simah, şöyle konuştu:
"Hiç görmediği sınırın öte tarafındaki Filistin'i görmek istiyordu. Gösterilere katılma konusunda ısrarcıydı. Her hafta gösterilerin yapıldığı alana gidip gönüllü ilk yardım görevlisi olan ablalarına yardım ediyordu."
"İsrailli keskin nişancılar tarafından kasıtlı şekilde hedef alındı"
Anne Simah, başından vurulan oğlunun İsrailli keskin nişancılar tarafından kasıtlı şekilde hedef alındığını söyleyerek, şöyle devam etti:
"Benim yavrum yaralılara ilk müdahale için yardım eden bir çocuktu. Kimse için bir tehdit ya da tehlike oluşturmuyordu. Henüz 12 yaşındaki küçük bir çocuk, her türlü modern silahla donatılmış tam teçhizatlı askerler karşısında nasıl bir tehlike oluşturuyordu ki başından vurarak öldürdüler. Bana bunu kanıtlasınlar."
İsrail Gazze'de Nasır'la birlikte 34 çocuğu şehit etti
İsrail askerlerinin cuma günü Gazze sınırında düzenlenen "Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerine katılan Filistinlilere ateş açması sonucu, aralarında Nasır Musabbih'in de bulunduğu 7 kişi şehit olmuş, 90 kişi yaralanmıştı.
Nasır'ın öldürülmesiyle Gazze sınırında eylemlerin başladığı 30 Mart'tan bu yana şehit edilen Filistinli çocuk sayısı 34'e yükseldi.
Filistinliler yaklaşık 6 aydır abluka altındaki Gazze Şeridi'nin İsrail sınırında "Büyük Dönüş Yürüyüşü" adı altında işgal karşıtı gösteriler düzenliyor.
İsrail askerleri ise, "sürgün edildikleri topraklarına geri dönmeyi ve 2006'dan beri Gazze'ye uygulanan hukuksuz ablukanın kaldırılmasını" talep eden sivil halkın üzerine gerçek mermilerle ateş açıyor.
Kaynak: AA