Birleşmiş Milletler (BM) Filistin eski Özel Raportörü Richard Falk'ın liderliğinde yürütülen projenin başkanlık heyetinde yine BM eski özel raportörlerinden Michael Lynk ve Hilal Elver gibi isimlerin yanı sıra akademi dünyasından Noura Erakat, Susan Akram, Ahmet Köroğlu, John Reynolds, Diana Buttu, Cemil Aydın ve Penny Green bulunuyor.
Mahkemenin önemli bileşenlerinden olan "mahkeme üyeleri" arasında farklı arka planlara sahip dünyanın çeşitli bölgelerinden pek çok önemli isim yer alıyor. Londra’daki toplantıya da katılan bu isimler arasında Ilan Pappe, Jeff Halper, Ussama Makdisi, Ayhan Çitil, Cornell West, Avi Shlaim, Naomi Klein, Aslı Bali, Mahmood Mamdani, Craig Mokhiber, Hatem Bazian, Mehmet Karlı, Sami Al Arian, Farank Barat, Hassan Jabareen, Willy Mutunga, Victor Kattan ve Victoria Brittain da yer alıyor.
Londra'daki toplantının ilk gününde ayrıca, mahkeme için önemli işlevi olacak Filistinli sivil toplum kuruluşları ve hak örgütleri temsilcileri ile özel oturum düzenlendi. Bu oturuma katılan sivil toplum kuruluşları arasında Law for Palestine, Filistin STK'leri Ağı (Palestinian Environmental NGOs Network), Arap Gıda Egemenliği Ağı (APN), İsrail'deki Arap Azınlık Haklarını Koruma Hukuk Merkezi (Adalah), Filistinli insan hakları örgütü Al-Haq, BADIL, Al-Mezan Center for Human Rights, Filistinli tutukluların haklarını aramak için kurulan sivil toplum kuruluşu Addameer Mahkum Desteği ve İnsan Hakları Derneği, Filistin İnsan Hakları Merkezi (PCHR) bulunuyor.
Mahkeme, 50 üye ülke gençlik kuruluşu ve 16 Müslüman azınlık temsilcisi uluslararası gençlik kuruluşu olmak üzere 66 gençlik kuruluşu üyeden oluşan İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumunun (ICYF) desteğiyle düzenleniyor.
Gazze Mahkemesi kapsamında ilk hazırlık toplantılarının yapıldığı Londra'da, lojistik süreçler, mahkemenin organizasyon yapısının oluşturulması ve çalışma esasları belirlendi. Toplantılarda, mahkemenin işleyişine dair temel prensipler, yürütme ve iletişim stratejileri gibi konular da ayrıntılı olarak gündeme geldi.
Halk vicdanına dayanan mahkemenin ikinci ayağının, Mayıs 2025'te Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da, üçüncü ve son aşamasının ise Ekim 2025'te İstanbul'da yapılması öngörülüyor.
Saraybosna'da yapılacak oturumda, hazırlanan raporlar, tanık ifadeleri ve taslak beyanname kamuoyuna sunulacak. Toplantıya, Gazze'deki durumdan etkilenen bireylerin yanı sıra bölgedeki sivil toplum temsilcileri ve uzman tanıklar da katılacak.
Gazze Mahkemesi'nin en önemli aşamalarından biri olan ve Ekim 2025'te İstanbul'da yapılacak ana duruşmada, aralarında hukuk, kültür, siyaset ve sivil toplum alanlarında uzmanlaşmış isimlerin yer aldığı kurul, kurban ve tanık ifadelerini dinleyecek, nihai kararın taslağını açıklayacak. Ayrıca, Gazze Mahkemesi'nin sürecine dair son gelişmeler doğrultusunda özel bir yetki ve tavsiye içeren kararlar da açıklanacak.
Gazze Mahkemesi, temel olarak 7 Ekim'in ardından İsrail tarafından işlenen ciddi insan hakları ihlalleri ve soykırım dahil uluslararası suçlara ilişkin iddiaları araştırmak ve değerlendirmek amacıyla kuruldu.
Mahkeme, ilgili insan hakları savunucuları, uluslararası hukuk uzmanları ve Gazze'deki insan hakları ihlalleriyle ilgilenen uluslararası ve bölgesel sivil toplum örgütleri tarafından organize edilen bir girişim olarak dikkati çekiyor.
Bağımsız bir inisiyatif olarak kurulan mahkeme, Filistin halkına yönelik ağır insan hakları ihlallerini gündeme taşıyarak uluslararası toplumun dikkatini çekmeyi hedefliyor.
Mahkeme üyelerinin, Gazze'deki insani krizin boyutlarına odaklanacağı duruşmalar kapsamında, İsrail'in devam eden savaş suçlarına ilişkin hesap verebilirlik eksikliği giderilecek ve bu suçlardan etkilenen bireyler ve sivil toplum örgütlerinin tanıklıkları dinlenecek. İsrail, Gazze'de soykırım ve savaş suçu işlediği gerekçesiyle gıyabında yargılanacak.
Mahkemenin, yargılamalarını tam bir şeffaflıkla yürütmesi, uluslararası güç çevrelerinden bağımsız ve kısıtlamalar olmaksızın çalışması ve görevini ulaşılabilir bir takvim içinde tamamlaması hedefleniyor.
Gazze Mahkemesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) gibi uluslararası yargı kurumlarının siyasi etkiler nedeniyle ele alamadığı veya davaların sonuçlanmasının oldukça uzun sürdüğü insan hakları ihlallerine ilişkin alternatif forum sunmayı amaçlıyor. Bu yönüyle UCM ve UAD'a alternatif değil, bu kuruşları desteklemeyi amaçlayan mahkeme, hukuki açıdan güvenilir sonuçlar üretmeyi ve küresel farkındalık oluşturmayı hedefliyor.