İsrail 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’nde düzenlediği saldırılarla çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan 16 bin 200 kişiyi öldürdü.
2007’den beri kara, hava ve deniz ablukası altındaki şehirde sivillerin yaşadığı evler, okullar ve hastaneler İsrail ordusu tarafından doğrudan hedef alındı. Öyle ki dünya ile iletişimi kesilen Gazze, dünyanın en büyük açık hava hapishanesinden dünyanın en büyük mezarlığına dönüştü.
Tel Aviv yönetimi, sivilleri, öncesinde hiçbir uyarı yapmadan hedef alıyor. Dünyadan kendisine gelen eleştirilere karşı ise “tahliye uyarıları” yaptığı şeklinde cevap veriyor.
İsrail önce Gazze’nin kuzeyini borbardımanlarla yaşanmaz hale getirdi. Sonrasında da Filistinlilerin, “güvenli” olduğunu iddia ettiği, güneye gitmelerini isteyen duyurular yaptı.
Ancak “güvenli” bölgeler, yola çıkanlar için büyük bir trajediye dönüştü. Gerek ana güzergah Selahaddin Caddesi gerekse de sahil yolundan güneye ulaşmak isteyen onlarca sivilin katledildiği görüntüler medyaya yansıdı.
Artık gidecek yer yok
İsrail’in ağır bombardımanı Gazzelileri ilk önce kuzeyden Gazze’nin orta kesimine ardından Han Yunus'a ve şimdi de daha güneydeki Refah'a itiyor. Zira İsrail ordusu halihazırda karadan ve havadan Han Yunus’u ağır bir şekilde vuruyor.
Bu noktadan sonra Filistinlilerin hiçbir yere gitme seçeneği yok. Filistinliler için mümkün olabilecek tek seçenek Mısır'a geçmek ama mevcut durumda bu çok zor görünüyor.
Son iki gündür kapalı olan Refah Sınır Kapısı'ndan, gerekli evrakları olan kişiler bile Mısır tarafına geçemiyor.
Zaten oldukça küçük bir coğrafya parçasında 1,5 milyondan fazla insan sıkışmış durumda.
Sokaklar ve yollar hâlâ tahliye edilen insanlarla dolu. Soğuk havalarda geceyi sokaklarda geçirenler oldukça fazla.
Yerinden edilmiş Filistinliler için Gazze’nin güneyinde hayat, ekmek ve su kuyrukları ile çocukların karnını doyuracak bir lokmaya ulaşabilmek arasında zorlu bir yolculuk.
Gazze'nin güneyinde her gün bombardıman var.
Yığılmış büyük kalabalıklar ve kaynak yetersizliği
Gazze’nin güneyi ve orta kesimlerinde yerinden edilmiş Filistinliler, kuzeyde olduğu gibi güneyde de güne hava saldırıları, topçu atışları veya çatışma sesleriyle uyanmak zorunda.
Gazze’nin orta kesimlerindeki Bureyc, Meğazi ve Nuseyrat Mülteci Kampları, Deyr el-Belah ve güneydeki Han Yunus ile Refah’ta yerinden edilmiş Filistinliler, İsrail'in artan saldırıları sonrasında nereye gideceklerini bilmiyor.
Üstelik saldırılar sırasında, su ve gıda ihtiyaçları için de mücadele etmeleri gerekiyor.
Tahliye bölgeleri kuruldu
İsrail ordusu Gazze'yi 600'den fazla bloğa bölen çevrimiçi bir harita yayınladı. Gazzeli sivillerden ikamet ettikleri bölgeye karşılık gelen bloğu belirlemeleri ve emredildiğinde tahliye etmeleri istendi.
Ancak tahliye talimatı veren bu broşürlerin çevrimiçi uyarılarla tutarsız olması bölge sakinlerinin kafasını karıştırdı.
Dahası, bombardımanlar nedeniyle telekomünikasyon altyapısının çökmesi çok sayıda Gazze sakininin haritaya erişim için güvenilir bir yol bulmasını engelliyor.
Gazze’de elektriğe ya da internete erişmek oldukça zor.
İsrail yeni tahliye emri çıkardı
İsrailli yetkililer, Beni Suhayla kavşağında ve kendilerine ayrılmış dört blokta (50, 51, 52 ve 219) bulunan barınaklara ve okullara sığınan yerinden edilmiş kişilere “derhal tahliye” konusunda uyarıda bulundu.
İsrail Savunma Bakanlığı'nın bir şubesi olan COGAT, bölge sakinlerine Kudüs Caddesi boyunca Han Yunus'un batısındaki ve Nasır Tıp Kompleksi bölgesindeki barınaklara gitmelerini söyledi.
Abluka altındaki şehir: Gazze
Dünyanın 'en büyük açık cezaevi' olarak nitelendirilen Gazze’nin kuzey ve doğusunda İsrail, güneyinde Mısır, doğusunda ise Akdeniz bulunuyor.
41 kilometre uzunluğunda, 10 kilometre genişliğindeki bu bölgede 2 milyondan fazla kişi yaşıyor. Gazze, uzun yıllardır İsrail'in hem ablukasına hem de saldırılarına direnmeye çalışıyor.
Filistin'de 2006'da yapılan seçimleri Hamas'ın kazanmasının ardından Tel Aviv yönetiminin gayrimeşru ablukası altında ezilen Gazze, son 17 yılda 5 büyük İsrail saldırısının hedefi oldu.