Guterres, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) toplantısında, Gazze'deki Filistinlilerin giderek kötüleşen durumuna değindi.
Üye ülkelerin dışişleri bakanlarına "7 Ekim'deki dehşetten sadece birkaç gün önce" yine bölgedeki Filistinlilerin durumunu anlattığını söyleyen Guterres, "Şimdi o günden bu yana neredeyse 1 yıl geçti ve Gazze'deki Filistinlilerin durumu hayal gücünün ötesinde." dedi.
Guterres, "Birleşmiş Milletler bizi cennete götürmek için değil, cehennemden kurtarmak için kuruldu. Gazze halkını hayal kırıklığına uğrattık. Onlar, her geçen gün daha da kötüleşen bir cehennemde yaşıyorlar" diye konuştu.
İsrail'in saldırıları sonucu Gazze'de 7 Ekim'den bu yana 41 binden fazla insanın öldüğünü ve 90 binden fazla insanın yaralandığını ifade eden Guterres, çoğunluğu kadın ve çocuk 2 milyon Filistinlinin şu anda Şanghay Uluslararası Havaalanı büyüklüğündeki bir alana sıkışmış olduğunu belirtti.
Guterres, yarının daha kötü olacağının "kesin" olduğunu vurgulayarak, "Yine de bu cehennem manzarasında bir umut karakolu varsa o da UNRWA'dır." ifadesini kullandı.
Gazze'de 222 UNRWA çalışanının görevi başında öldürüldüğünü dile getiren Guterres, bunun BM tarihindeki en yüksek ölüm oranı olduğunu söyledi.
Guterres, İsrail'in UNRWA'yı Doğu Kudüs'teki merkezinden çıkarma girişimlerinin devam ettiğine dikkati çekti.
UNRWA'nın hayat kurtaran çalışmalarını itibarsızlaştırma kampanyalarının sürdüğünü belirten Guterres, "UNRWA'ya alternatif yok. Şimdi Ajansın hayati misyonuna desteği yoğunlaştırmak için tüm cephelerde çalışmanın zamanı." dedi.
Guterres, İsrail Parlamentosuna sunulan yasa tasarısını anımsatarak, bunun, "UNWRA'yı terör örgütü olarak etiketlemeyi ve İsrail topraklarındaki herhangi bir faaliyetini yasa dışı kılmayı amaçladığını" kaydetti.
UNWRA bağışçılarının, askıya aldıkları fonları tekrar serbest bıraktığını söyleyen Guterres, 123 ülkenin Ajansa yönelik ortak taahhütler bildirgesini imzaladığı bilgisini verdi.
Guterres, bu gelişmenin UNRWA'nın Batı Şeria ve bölgedeki rolünün "hayati önem taşıdığına dair fikir birliğini" vurguladığını belirtti.